Oğlan, kızkardeşini elinden tutmuş:– Annemiz öldü öleli iyi bir gün görmedik, diyordu. Üvey anne bizi her gün dövüyor. Yanına gitsek bizi tekmeyle kovuyor. Yediğimiz şey sofra artığı katı ekmek parçaları… Sofranın altındaki köpek bizden iyi. Ara sıra ona iyi parçalar atıyor. Zavallı annemiz bunları bilse! Gel başımızı alıp uzaklara gidelim. Bütün gün
Fakir bir saka, o sakanın da bir eşeği vardı. Zayıf zavallı bir eşşekti, sırtında yüzlerce yara vardı. Değil arpa ot bile bulamıyordu.Padişahın atlarının bakıcısı bu sakayı tanıyordu. Onunla eskilere dayanan bir ahbaplığı vardı. Bir gün sakaya rastladı:– “Bu zavallı eşeğin hali ne böyle, nerdeyse zayıflıktan ölecek.” dedi. Saka yana yakıla anlattı:– “Sevgili dost
Çocuk Hikayeleri Bir kralın üç oğlu vardı. Kral hepsini de çok seviyordu. Fakat çocuklar babalarının hangisini daha çok sevdiğini öğrenmek istediler. Babalarına giderek sordular, “Baba sen hangimizi en çok seviyorsun?”Babaları şöyle yanıtladı, ”Ben en çok sevdiğim oğluma mavi bir taş hediye edeceğim. Fakat mavi taşı elinde bulunduran diğerlerine göstermesin. Anca
İslamiyet öncesinde kullanılan destan anlayışından modern hikâyeye geçişi sağlayan ilk örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.– Bu ürünler sözlü (anonim) olarak halk arasında yaşamış ve dilden dile aktarılarak sonraki nesillere bırakılmışlardır.– İçerisinde olağanüstü olaylar olsa da çoğu zaman gerçeğe yakın olayların ele alındığı halk hikâyelerinde aş
İhtiyarın biri sabaha kadar ibadet ve zikirle meşgul olduktan sonra, seher vakti elini kaldırıp Allah’tan yardım istedi. O sırada kulağına gayptan şöyle bir nida çalındı:“İster defol git, ister yalvarıp yakarmana devam et, dilediğin olamaz. Bu kapıda senin duan kabul edilmez. Boşuna uğraşma, başının çaresine bak!”Gönlü Allah sevgisiyle dolu olan adam,