Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.
Bundan uzun uzun yıllar önce günün birinde bir ermişe şöyle bir soru sormuşlar;“Sevgiyi gerçekten yaşayan bir kişi ile onu dilinden kalbine indirmemiş olan bir kişiyi birbirinden nasıl ayırt ederiz” Ermiş onlara bunun nasıl yapıldığını şu şekilde göstermiş.Önce sevgiyi sözde yaşayan kişileri çağırarak onlara sofra hazırlamış. Hepsi yerlerine oturmuşla
Eski zamanlarda uzak bir ülkede bilye oyunları düzenlenirdi. Özellikle çocukların bilye oynamayı çok sevdikleri bu ülkede, her hafta ayrı bilye oyunları düzenlenirdi. Burada bilye ile her şeyi alabilirdiniz. Bilye para yerine de geçiyor; çocuklar bilyeleriyle türlü kitaplar, oyuncaklar, yiyecekler alıyorlardı. Bu çocuklardan birisi, özellikle bilye konusunda çok
“Okula Dönüş”17 Ekim, PazartesiBugün yine okula başlıyoruz. Tatil aylarımız bir rüya gibi geçip gitti. Annem, beni Baretti Okulu üçüncü sınıfına kaydımı yaptırmak için götürürken, bir yandan kırlarda geçirdiğim o güzel günleri düşünüyordum. Şimdi bütün sokaklar çocukların sesleriyle cıvıl cıvıldı. Okula giden cadde üzerindeki kitapçı ve kırtasiyeler,
Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken zamanın birinde küçük bir kasabada, yaşlı anasıyla beraber bir kel oğlancık yaşarmış. Kel olduğu içinde kasaba halkı ona Keloğlan dermiş. Bu Keloğlan, hem çok zeki, hemde çok uyanıkmış. HikayeKeloğlan hep kahraman olmak istermiş, haksızlıkla karşılaştığı zamanlarda k