Büyük teyze ellerini küçük beyaz bir havluyla kurulayarak içeri girdi. Ben odada resim yaparken o da akşam için yemek pişirmiş. Annem de böyledir. Sanki elini kolunu birkaç kez oynatır ve yemek bir anda hazır olur. Büyük teyze yemeğin yanında bir de sürpriz hazırlamış bana. Akşam yemeğinde görebileceğimi söyledi. Bence görülecek değil yenebilecek bir şeydir. Havl
Geçmiş zamanlardan birinde dul bir kadın ve birde oglu varmış. Oğlu çok tembel olduğu için çok fakirlemiş. Çok az paraları varmış.Günlerden bir gün o kadar zor bir duruma düşmüşler ki, kadıncağız ellerinde kalan tek mal varlığını, Süt Beyazı isimli ineklerini satmaya karar vermiş. Oğluna durumu anlatıp ineği pazara götürüp satabileceği en iyi fiyata satmasını sö
Aç gözlü bir dilenci, mübarek bir zattan ısrarla para istedi. O zatın o gün için ona verecek herhangi bir şeyi yoktu. Kemeri de, cebi de bomboştu. Halbuki, eğer parası olsaydı, onun yüzüne altın saçacak kadar cömert biriydi.O çirkin huylu dilenci, o mübarek zattan bir şey koparamayınca, suratını asarak yanından uzaklaştı. Bir yandan da söyleniyordu. Çarşıya geldi
Akşam olmak üzereydi. Annemin yokluğuyla başlayan gün biraz sonra bitecek. İyi ki büyük teyze var. O yanımda olduğu için kendimi yalnız hissetmedim. Aslında bana çok şey de öğretmiş oldu.Acaba büyük teyze kaç yaşındadır? Sormak hiç aklıma gelmemişti ama çok büyük olması gerekir. Suratı kırış kırış, ama yine de seviyorum onu. Namaz kılarken örttüğü beyaz başörtüsü
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir gün sahabelere şöyle anlatmıştır:Az Önce Cebrail yanımdan ayrıldı ve bana şöyle dedi:“Ya Muhammed, seni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın bir kulu vardı. Eni ile boyu otuzar dirsek olan ve dört tarafı, dört biner fersah genişliğinde bir denizin ortasında bütün bir adacığın tepesinde, beş