Rivayete göre bir zamanlar İstanbul’da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı var imiş. Madrabaz ve cimri birisi olup Trakya’dan getirttiği peynirleri İstanbul’da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir’e gönderirmiş. İzmir’de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal varsa gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek, kaptanları yalanları
Bundan uzun yıllar önce, geçmiş zamanlardan birinde, mirasyedi bir adam varmış. Bu mirasyedi adam artık aylaklıktan, başıboşluk yapmaktın bıkmış usanmış, bunun çıkar yol olmadığını anlayıp doğru yola girmeye karar vermiş. Fakat bunu nasıl yapacağını bilemediğinden ülkesinin kralına çıkıp, doğruluktan ayrılmadan, dürüstçe yaşamak için kendisine bir yol göstermesin
Oniki yaşında alkolik bir anne ve babaya sahip Steve adında bir çocuk Amerikan Eğitim sistemi yüzünden yaşamdan kopmak üzereydi. Okuma yazmayı öğrenebilmişti, ama buna rağmen dikkati çekecek kadar başarısızdı. Okula gittiği birinci sınıftan itibaren başarısız olmasına rağmen hep sınıf geçirilmişti. Aslında Steve 12 yaşından da büyük, ergenlik çağında bir genç fiz
Büyük Rus yazarı Turganyev soğuk bir akşamüstü evine doğru yola çıkmış.Yolda bir dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerinin kurcalayanTurgan-yev, ne yazık ki hiç para bulamamış.Bunun üzerine kendisine uzatılan soğuk elleri kendi elleriyle ısıtarak:“Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok” demiş.Dilenci “Verdiniz ya efendim,” demiş, “bana kardeşi
Zamanın birinde üç tane kadın su doldurmak için çeşme başında toplanmış sıra gelene kadar da birbirleriyle konuşuyorlardı. Az ileride de yaşlı bir adam oturmuş, kadınların çocuklarını öve öve anlattıklarını dinliyordu. Kadınlardan biri:– Benim oğlum öyle marifetlidir ki, bugüne kadar hiç kimse onu bu konuda geçemedi. Kimse onunla boy ölçüşemez… Tam