Bir baba kızına kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek için ödül vermek istemiş ve:– Kızım eğer sana verdiğim şu kitabı bitirirsen sana elli lira vereceğim, demiş. Bu teklif kızını çok sevindirmiş ama kızın kitap okumakla pek arası yokmuş. Bu yüzden;– En iyisi ben bu kitabın özetini kütüphaneden araştırayım, onu iyice ezberleyeyim. Babam “ok
Çattık Belaya Müstefilatun; Çapraşık, içinden çıkılması kolay olmayacağı anlaşılan bir durumla karşılaşıldığını anlatan bir deyimdir.Vaktiyle İzmir Lisesinde edebiyat sınavına giren bir öğrenciden, müstefilatun vezninde bir kelime söylemesini istemişler.Çocuk düşünmüş, bir türlü bulamamış. ‘Çattık belaya müstefilatun’ diye mırıldanıyormuş. Öğretmenler
İpe Un Sermek; İstenilen bir işi yapmamak için çeşitli bahaneler uydurmak, güç koşullar öne sürmek, güçlük çıkarmak anlamında kullanılan bir deyimdir.Deyimin Hikayesi; Nasreddin Hoca’nın, aldığını bir türlü geri vermeyen ya da kırık dökük, delik, kopuk, sakat olarak geri getiren bir komşusu Hoca’dan bir gün urgan ister. Hoca da:– Bizim hanım bir
Avucunu Yalamak Deyimi; ‘Beklediğin olmadı; umduğunu bulamadın’ anlamında kullanılan bir deyimdir.Bu deyim, kışın karlı ve soğuk havalarda inine kapanarak, tabanlarının altını yalamak suretiyle karın doyurmaya uğraşan ayıların hareketinden alınmıştır.Çünkü ayılar kışın arasa da yiyecek bulamaz hareket edecek olsa da, boşuna enerji tüketmiş olur. Bunu
Eli Kulağında Deyimi; Hemen, az sonra beklenen işler için kullanılan bir deyim.İslamiyet’in ilk yıllarında ezan okunurken. Mekkeli müşrikler (inanmayanlar) alay ettikleri ve okuyanı şaşırttıkları için, ilk müezzin Bilal Habeşi, elleri ile kulaklarını tıkayarak okurdu. Birisi yanındakine, ‘Ezan okundu mu?’ diye sorduğu zaman, eğer ezan çok yakın