Eskiden Paşa, vezir, sadrazam, komutan gibi ileri gelen veya mal varlığı iyi olan kişilerin konakları olurdu. Bu büyük evlerde kadınların kısmına haremlik, erkeklerin kısmına selamlık adı altında iki kısım bulunurdu. Kadınlar kısmı ile erkek kısmı arasındaki duvarda tam bir ekseni etrafında dönen, silindir şeklinde kapaksız bir dolap yerleştirilirdi. Yarısı açık,
Mozart, bulunduğu yerden uzakta bir konser verecekti. Tüm hazırlıklar tamamlanmıştı ve konser başlamak üzereydi. Mozart konser salonuna girdiğinde salonda sadece on kişi vardı.Salondakiler konserin iptal edilip edilmeyeceğini birbirlerine soruyorlardı. Mozart piyanosunun başına geçti ve tuşlara dokun maya başladı. Mozart salonda kaç kişi olduğunu değil, yalnızca
Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebaşı Camii’nin 1990′lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı TV’de şöyle anlatmıştı:Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programın
İşittim ki, Hüsrev, Şabur’un yaptığı resmi artık beğenmeyip, onu işten çıkardığı zaman Şabur sessiz kalmış. Fakat daha sonra zora düşünce, Hüsrev’e şu meâlde bir mektup yazmış:“Ey adaletiyle kâinatı kuşatan hükümdar, eğer ben ölür gidersem, sen yine faziletinle bâkisin! Gençliğimi senin uğrunda çürüttüm, ihtiyarlığımda beni kovma!”Şayet bir garibin başı fitne ve
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günlerinde, bayramlar da birbirlerine ilginç armağanlar göndererek hediyeleşirlerdi. Böylece birbirlerine zekâ üstünlüğü gösterisi yapma gayreti içerisinde oluyorlardı.Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağı