Okul müdürümüz, öğretmenler günü münasebetiyle bir konuşma yapmamı rica etti. Oldum olası bu tür konuşmalardan sıkılırım. Hele bunları yazıya dökmek, konuşmaktan daha ağır gelir bana. Verilen vazifenin mesuliyeti ile zihnimi yoklamaya, ilk öğretmenlik yıllarımı hayal etmeye başladım. Başımdan bir sürü hâdise geçmişti. Bunlardan hangileri arkadaşlarımızın daha çok
Bir gün bir Kızılderili ve beyaz arkadaşı New York şehrinin merkezinde yürüyordu. O sırada öğle tatili vaktiydi ve caddeler insanlarla doluydu. Sürücüler kornalarını çalıyor, taksi şoförleri müşteri bulmak için köşelerde bağrışıyor, sirenler çalıyordu… Kısacası, şehrin gürültüsü kulağı sağır edecek derecede fazlaydı.
Paul isminde bir arkadaşım yılbaşı hediyesi olarak ağabeyinden bir otomobil almıştı. Yılbaşı akşamı Paul işyerinden çıktığı zaman ışıldayan yeni arabasının başında bir sokak çocuğu gördü. Arabayı hayranlıkla inceliyordu.“Bu sizin arabanız mı efendim?” diye sordu, Paul de başını salladı. “Bu arabayı bana benim kardeşim yılbaşı hediyesi olarak verdi” dedi.Küçük çoc
Çocuk Masalları Merve yaz tatili için dedesinin çiftliğine gitmişti. Çiftlikte yaşam çok eğlenceli idi. Çiçekler, ağaçlar, tavuklar, inekler ve çoban köpeği Karabaş, hepsi de Merve’nin oyun arkadaşları idi.Bir sabah Merve cik cik sesleri ile erkenden uyandı. Penceresinin tam önünde minik bir kırlangıç ötüyordu. Merve yavaşça pencereyi açtı ve kuşu korkutmadan dik
Bir varmış bir yokmuş. Küçük bir köyde Veli, ailesi ve inatçı bir öküzüyle yaşarmış. Bir gün babası Veliye öküzü tarlaya götürmesini istemiş. Veli yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş ki yolda öküzün inatçılığı tutmasın mı? Öküz bir oturmuş oturduğu yerden kalkmamış bir daha. Bizim veli başlamış ağlamaya. Ağlaya ağlaya küçük bir gölcük olmuş. İşin daha da kötü bir