Kavgacı bir samuray günün birinde bir Zen ustasını cennet ve cehennem kavramlarını açıklamaya davet eder.Ancak usta onu küçümseyen bir tavırla;“Sen eşeğin tekisin. Senin gibilerine zaman harcayamam.” der.Onuru zedelenen samuray, öfkeden köpürerek kılıcını kınından çıkarıp seni bu küstahlığın için öldürebilirim diye bağırır.“İşte” der Zen ustası sakince “Bu cehenn
Bundan yıllar yıllar önce çok eski zamanlardan birinde çok çabuk öfkelenen ve bu yüzden hiç arkadaş edinemeyen küçük bir oğlan çocuğu varmış.Babası onun bu durumunun çocukta ve karşısındakiler üzerinde nasıl etki bıraktığını anlatabilmek için oğluna bir kese dolusu çivi vermiş ve ona her öfkelendiğinde, bahçe kapısına bir çivi çakması gerektiğini söylemiş. Oğlan
Bir bilge, bir gölün kenarında otururken susuz kalan bir köpeğin devamlı olarak göle kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle köpeğin davranışlarını izler.Köpek çok susamıştır ancak göle geldiği zaman suda kendi yansımasını görüp bundan korkmaktadır. Bu yüzden de korkudan suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini
Bundan uzun yıllar önce geçmi zamanlardan birinde zenginliği ile tanınan bir hükümdar varmış. Bu hükümdar gittiği her yere hazinesini de götürür ve sergiye çıkarırmış. Hazinesini sergilemekten onur duyar mutlu olurmuş.Bu hükümdarın yaşamı süresince güvendiği tek kişi bilge bir kişiymiş. Bir gün yine hükümdar ile bilge konuşurlarken hükümdar bilgeye şöyle bir soru
Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.