Gel yarenim, canım benimÇay bahçesine inelim,Salkım söğütle meşk edelimÇayımızı sefa ile içelim.Güneş, bu sabah da altın tozlarını usulca, gönlünce sermişti yatak odasına… Kadın uyandı. İyi uyumuştu. Kendini güçlü ve sağlıklı hissediyordu. Buna rağmen isteksizce kalktı, pencereyi açtı. Bahçeye bir göz attı. Bahar ışıI ışıI gülüyordu. Koca gün, nasıl geçecek
Yolculuğun keyfi rastlantılardadır. Ülkeden beş yüz fersah uzakta ansızın bir Parisliyle, bir sınıf arkadaşı veya bir yazlık komşusuyla karşılaşmanın zevkini kim bilmez? Henüz buhar tanımayan yerlerin çıngıraklı posta arabasında, yalnızca küçük bir kasabada beyaz bir evin kapısından fener ışığı altında arabaya binerken yarım yamalak görülmüş, yabancı bir genç kad
Duygusal Hikayelerden:Arzular kıvrım kıvrımRüzgâr kanatlı AzrailAnlar bilmez molaOnlara karşın heykelim.Sıradan bir sonbahar günü. İstasyon her zamanki gibi insanların Tatlı telaşlarına, tanık oluyor. İstasyona her gidişimde heyecanlanırım, hüzünlenirim. Trenlerin taka tuka sesleri, acı acı çalan düdükleri ben de ayrılıkları çağrıştırır .Oysa onların gara girmesi
Geceleyin bir sokakta dolaşmaya çıkarız da, adamın biri uzakta boy göstererek – çünkü önümüzde sokak bayır yukarı çıkmaktadır ve ayrıca dolunay vardır – karşıdan koşup bize doğru yaklaşırsa, ister zayıf ve pejmürde kılıklı biri olsun, isterse ardı sıra seğirten biri yakalayın diye bağırsın, onu tutmaya kalkmaz, koşarak yoluna devam etmesine karşı durm
Yemekten sonra güverteye çıkılmıştı. Karşımızda, iri bir ayın ayna gibi pırıl pırıl parıldattığı Akdeniz sularının sathında hiç bir kıpırdama yoktu. Büyük gemi, yıldız ekilmiş bir tarla gibi görünen gök yüzüne simsiyah dumandan müteşekkili kocaman bir yılan savuruyor; arkamızda, uskurunun kuvvetli dönüşü ile sür’atle yol alan bu ağır geminin geçişi ile tama