Bir varmış bir yokmuş. Ülkenin birinde bir kral yaşarmış. Bu kralın on bir oğlu bir de kızı varmış. Bir gün kralın karısı ölmüş. Kral ve çocuklar Kraliçe’nin ölümüne son derece üzülmüşler.Gel zaman git zaman kral yeniden evlenmiş. Kralın yeni eşi kötü kalpli bir büyücüymüş. Çocukları da hiç mi hiç sevmiyormuş. Krala sürekli çocukların çok yaramaz olduğundan bahse
Bir varmış, bir yokmuş. Çok söylemesi ayıpmış. Az söyleyip çok dinleyenlerin bilgisi artar, çok çok söyleyip az dinleyenlerin çenesi yorulurmuş…Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Rüzgâroğlu adında az konuşmuş, çok dinler bir adam varmış. Rüzgâroğlu, evli imiş. Beş yaşında Nuryüz adında bir oğlu, 4 yaşında Gülyüz adında bir kızı varmış.Rüzgâroğlu ailes
Bir zamanlar, Hintli bir din adamı tozlu bir yolda yürürken yerde parlayan bir taş gördü. Eğilip onu yerden aldı. Aydınlık bir yerde taşı incelediğinde parıltısına hayran kaldı. Bu taşın ne işe yaradığını bilmiyordu. Onu cebine koydu ve yoluna devam etti. Gide gide yolun kenarındaki bir zahire tüccarının dükkanına geldi. Karnı çok acıkmıştı. Cebindeki kırmızı taş
Hint Masalları: Zamanın birinde Hindistan’da Benares kentinde iki seyyar kuyumcu şehrin girişinde karşılaşırlar. Selamlaşma, hal hatır sorduktan sonra bir anlaşma yaparlar. Anlaşmaya göre; genç olan, önce şehrin batı kısmında gezip satış yapacaktır. Doğu kısmına daha sonra gidecektir. Doğu kısmına giden meslektaşı diğer bölgede satış yaptığı sürece onun bölges
Çocuk MasallarıIhlamur Sokakta yalnız bir ihtiyar adam yaşıyordu. İhtiyar adam evinden pek çıkmaz, sürekli olarak penceresinin önünde oturarak gelen geçeni seyrederdi. Çocuklar sokakta oynarken onu gördüklerinde birbirlerine onun hakkında korkutucu hikayeler anlatırlardı.Bir yaz günü yine böyle sokakta oynarlarken Ali, yaşlı adamın pencerede olmadığını fark etti.