Ders Veren HikayelerDers Veren Hikayeler, Tatlı Dilli, güler yüzlü bir delikanlı bal satardı. Bu, öyle yakışıklı, öyle sevimli bir gençti ki, gönüller onun şeker gülüşünden yanar tutuşurdu.Genç satıcı beli boğumlu bir şeker kamışını andırırdı. Sinekten çok müşterisi vardı. Öyle ki, hani zehir satsa, onun elinden olduktan sonra herkes bunu bal şerbeti diye içerdi
BİR GÖNÜL ADAMINA, dostlarından biri fildişi bir tarak hediye etmişti. Fakat daha sonra araları açılınca, bu defa da ona “köpek” diye hakaret etti. Adam, tarağı dostuna fırlatarak şöyle dedi:“Bu kemik bana lazım değil. Yeter ki, bir daha bana köpek deme!”* * *– İnsan kendi sirkesini yedikçe, bal sahibinin eziyetini çekmez.– Bir
Eğitici bir hikaye: “Küçük” kız suyun içine daldı ve derinlere giderek nehir yatağında yürümeye başladı. Hareketleri sanki bir akıntıya karşı yüzüyormuş gibi yavaştı, aynı ayın üzerinde yürüyen bir adama benziyordu.Hayat hiç adil değildi ki!Bütün günün sıcağını vücudunda hissettikten sonra etrafındaki su serin ve rahatlatıcı gelmişti. Ayrıca aşırı duyguları için
Adamın biri bir imparator güve böceğine ait bir koza bulmuştu. Kozanın içinden çıkacak kelebeği gözlemleyebilmek amacı ile kozayı eline alıp eve götürdü. Her gün kozaya bakmaya başladı. Bir gün kozanın bir yerinde küçük bir yarık oluştuğunu gördü. Kozanın karşısına oturup seyretmeye başladı. Kelebek o küçük yarıktan dışarı çıkabilmek için bütün gücü ile gayret ed
Uzak Doğu’da bir imparator artık yaşamının sonlarına yaklaşmış ve kendisine bir halef seçmek istemişti. Ancak çocuklarından birini yeni kral olarak seçmek yerine değişik bir yol uygulamaya karar verdi.Bir gün krallığındaki gençleri saraya çağırdı ve şöyle seslendi, “Benim için krallıktan çekilme ve yeni kralı seçme zamanıdır. Ben sizlerden birini kral olarak atam