Bir Çin filozofu ufka bakıyormuş: Uzaklarda bir deve kervanının geçtiğini ve develerin sırtında ipek kumaşlar asılı olduğunu görmüş. Filozof, ‘Benim bildiğim, develer ipek giysiler giymez, bunları insanlar için taşıyor olsalar gerek’ demiş, sonra da şöyle düşünmüş:‘Yeryüzünde deve az insan ise çok, bazı işleri gene insanlara yaptırmalı!Bizim fil
Günün birinde Atina’da bir toplantı yapılır. Büyük Yunan hatibi Demostenes de bu toplantıya katılır. Kendisi de toplantı da söz alıp konuşmak isteyince halk Demostenes’i dinlememiş kendi aralarında konuşarak uğultulu bir gürültü oluşturmuşlar.Bu durum üzerine hatip Demostenes:“Yalnız iki kelimecik bir şey söyleyeceğim” demiş ve hemen bir hikaye anlatmaya ba
Hz. Musa yolda Tanrıyla konuşan bir çoban gördü. Çoban:Ey yüce Tanrı! Nerdesin? Senin hizmetçin olayım, ayakkabılarını temizleyim. Saçlarını tarayayım, elbiselerini temizleyeyim, sineklerini öldüreyim. Sana süt hazırlayayım, ellerini öpeyim, ayaklarını mesh edeyim, yatağını temizleyeyim, söyle nerdesin? Bütün keçilerim sana feda olsun, bütün bu dağların yankısı s
Aliya Hubaniç ve ben taşlı bir yoldan Rotimlye’den Buna’ya gidiyoruz. O, eşeğine iki çuval buğday yüklemiş, değirmene götürüyor. Geceyi değirmende geçirecek, sabahın erken saatlerinde de Rotimlye’ye geri dönecek. Yolculuk oraya kadar iki saat sürüyor, iki de geri, etti dört saat. Yaptığı bu iş karşılığında da topu topu 15 dinar para alacak. Bu kazançt
Bir adamın güneyde yüz dönüm arazisi vardı. Fakat en az 1.000 dönüm toprağı olması için fazlasıyla hırslanmıştı. Bu sebeple çeşitli yerleri dolaşıyor ve o zamana kadar işlenmemiş ama bereketli geniş araziler arıyordu. En sonunda yolu dağlık bir bölgedeki bir krallığa düştü.Kral, adama istediği kadar arazi verebileceğini söyledi. Tek sınır adamın dayanıklılığı idi