MIDDELFART’tan Odense’ye uzanan anayolda bir motosiklet kükreyerek gidiyordu: uzun bakır borusu renkler kuşağının tüm renklerine bezenmiş, gerisinde susturucusu olmayan açık ekzoslu, güçlü bir motosiklet. Yol boyunca giderken ara sıra tekleyen motoru, her patlamada bir merminin parçalanışındaki sese benzer bir gürültü çıkarıyor, gaz verilince saatte doksana, ya d
Bir varmış bir yokmuş. Vakti zamanında çok zengin bir adamın üç oğlu varmış. Adam büyük oğlunu bir vezirin kızıyla evlendirmiş. İkinci oğlu ise fakir bir kız almış. En küçük oğlu, ağabeylerine demiş ki :Babama söyleyin, ben evlenmek istemiyorum! O şehirde de bir ailenin üç kızı varmış. Bunlar bir gün su bakraçlarıyla çeşmeden su alıyorlarmış. Küçük oğlan da o sır
Bir Hint hükümdarının çok güzel, ve çok yetenekli bir kızı vardı. Soyluların yakın ormanlardaki av partilerine katılmaktan çok mutlu olurdu. Çok iyi bir at binicisiydi.Ok atışında ise; ülkenin en iyi eğitilmiş okçularından biriydi. Günün birinde atı ile güzel bir geyiği kovalarken, ansızın kendini sık bir ağaçlık alanda buldu. Çevresi ile bağlantısı kopmuştu. Yük
Bir zamanlar Hindastan’ın Benares şehrinde yaşayan Patan Poli isminde tanınmış bir tüccar vardı. Çoğunlukla atla gezerdi. Şehrin en büyük kervanları onun için çalışırdı.Bazı kervanlar batıya Arap Yarımadasına gider oradan çeşitli baharatlar getirirdi.Doğuya ve kuzeye giden kervanlar ise Hindi Kuş Dağlarından geçer, Çin’e doğru yol alırdı. Oradan ipek ve por
Bir zamanlar Hindistan’da Benares şehrinde güçlü bir kral yaşardı. Onun en büyük zevki oranda av peşinde koşmaktı. Kral ava gittiği zaman daima etrafında elli avcı bulunurdu. Bunların çoğu saray halkı, soylular, vezir ve komutanlar idi.Güzel bir ilk bahar günü, kral Kızıl Orman dedikleri bir bölgeye avlanmaya gitmişti. Bir zamanlar bu bölge av yönünden çok zengin