Şöhreti her yere yayılmış ve ülkesi oldukça güzel bir melik varmış. Bu melik bir gün Havernak ve Sedir diye bilinen bölgelere doğru sefere çıkmış. Yolda çok güzel bir köşk gören melik çevresindekilere demiş ki;– Bu muhteşem köşk kime aittir? Benden başkası, böylesi ihtişamlı bir saraya nasıl sahip olabilmiş?O esnada onun yanında hikmet ehli bilge bir adam b
Çoban ve Kurt Köpeği.Kaosları, hainleri, kemik yalayıcıları hiç bitmeyen ülkenin bir köyünde ÇOBANIN biri KÖPEĞİ OLDUĞU halde yeni bir ÇOBAN KÖPEĞİ almış.Yeni KÖPEĞİNİN gözleri önünde ESKİ KÖPEĞİNİ İNSANLIK DIŞI işkence ile İŞKENCE ederek öldürmüş.Öldürdüğü yetmiyormuş gibi tutmuş birde İBRETİ ALEM niteliğinde ağaca asmış.Ondan sonra her gün yeni köpeğine, dalda
Bodhisavita daha önceki yaşamlarından birinde Kral Brahmadttanın baş veziri olarak görev yapmıştı. Onun görevi Krala mali konularda bilgi vermekti.Bunun yanında, onun görevleri arasında, devlet işlerinin yürütülmesinde de yol gösterici olmasıda yer alıyordu. Kral halkına karşı gayet iyi niyetli, ancak zayıf kişilikte bir insandı. Çünkü kendi çıkarları için yalan
Köylünün biri, ineklerinin sütünden tereyağı yapardı. Her gün tereyağının bir kilosunu kasabadaki fırıncıya satardı. Aldığı paranın bir kısmıyla fırıncıdan bir ekmek alır, köyüne dönerdi.Bir gün fırıncı köylüye çıkışmaya başladı:– Ben, sana güvenerek getirdiğin yağları hiç tartmadan aldım. Müşterilerime sattım. Oysaki sen yağları eksik tartıyormuşsun . Se
Uzunkulak sabahın erken saatlerinde köyden ayrılmış, otlamak için meraya gidiyordu. Şöyle bir kafasını kaldırıp havayı kokladı. Gün, güzel ve güneşli geçeceğe benziyordu. Etrafına bakınıp dururken yavaşladığını fark etti. Şimdi eğlence zamanı değildi. Karnı çok acıkmıştı. Adımlarını sıklaştırıp hızını artırırken düşüncelere daldı:“Şu dünyada dertten, kederden uza