Burada masumların kanına doymayan, şeytani ruhlu işkenceciler yatıyor. Kurtuldu artık vatanımız. Ölümün mağarası yıkıldı. Zalim ölümün kol gezdiği meydana, yaşam ve sağlık geldi. (Paris’teki Jakoben Kulübü Evi’nin yerine kurulacak marketin girişine asılmak için yazılmış dörtlük)Hastaydım. Uzun süredir bu şiddetli ıstırap yüzünden ölümcül derecede hastaydım; sonun
Bir varmış, bir yokmuş evvel zamanda, güngörmüş, bir kadının gayet yakışıklı, boylu poslu, bir delikanlı evlâdı varmış. Onu kadıncağız saraya hükümdar maiyetine vermiş.Günün birinde hükümdar, maiyetinin arasında dolaşırken hepsine sordu:“İçinizde Ali Cengiz oyununu bilen var mı?”Hepsi sustular, cevap vermediler. Yalnız içlerinden o delikanlı karşılık verdi:“Emiri
Masal masal matitas… Kalaylandı bakır tas… çukura düştü çıkamaz… Pır pır eder uçamaz.Var varanın, sür sürenin… Habersiz bağa girenin, hali yaman demişler… Masaldır bunun adı… Söylemekle çıkar tadı… Her kim dinlemezse bunu, hakkından gelsin kambur dadı…Bir varmış, bir yokmuş. Vakti zamanında bir padişahın üç oğlu ile
Bir zamanlar Himalaya dağlarında aydınlık ve görkemli bir mağara vardı. Bu mağaraya Altın Mağara adı verilmişti. Ormanlar kralı aslan bu mağarada yaşıyordu.Bütün hayvanlar aslana saygı duyardı. Aslan bu mağarada rahat, keyifli bir yaşam sürerdi. Zaman içinde bu keyifli yaşama ve rahatlığa alıştı ve tembelleşti.Bir gün aslan çok geç kalktı. Vakit gün ortasına yakl
Ormanın derinliklerinde, yerlere düşmüş kocaman yaprakların altında, küçük, minimini bir şeyler kımıldanıyordu. Bir yerden öbür yere gidiyorlar, gizleniyorlar, meydana çıkıyorlar, ip-ince sesleriyle bağrışıyorlardı.Bunları uzaktan ağustosböceği, çekirge sanırsınız. Halbuki bunlar ne ağustosböceği, ne de çekirgedir. Bunlar, birçok senelerden beri ormanda yaşayan o