Bundan çok uzun yıllar önce, zamanın birinde insanlar bir kaç yıl boyunca yoğun kıtlığa maruz kalmıştı. Öyle ki pek çok aile bir kuru ekmeğe muhtaç kalmışlardı.İşte o sıralarda bir tek çocuğuyla yaşayan bir kadıncağız bir gün evinde, tam bir iki lokmalık kuru ekmeğini ağzına atacağı esnada kendinden daha muhtaç birisi kapısını çaldı. !!“Ne olursunuz” “Açl
Aralarında Allah yolunda ilerlemeye karar veren iki kardeşten biri, bu amacına ancak kırlık bir yerde, bir dağ başında ulaşabileceğini düşündü ve bunun için bir dağ başına çekilip çobanlık yapmaya başladı. Diğeri zorluklarına rağmen insanların kalabalık olarak yaşadığı bir yerde bu niyetini gerçekleştirmenin daha doğru ve sevaplı olacağını düşündü ve şehre yerleş
Nakledildiğine göre İbrahim bin Edhem Hazretleri, sızmış hâldeki bir sarhoşun pis kokulu ve bulaşık ağzını yıkamıştı. Bunu niçin yaptığını soranlara da;“–Eğer yüce Allâh’ın adını zikretmek (Allâh’ın kelâmını okumak için) için yaratılan dil ve ağzı bulaşık olarak bıraksaydım, (zikre) hürmetsizlik olurdu…” demişti.Adam ayıldığında ona;“Horasan zâhidi İbrahim bin Ed
Bir Gün Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ashabıyla oturmuş sohbet ederken sahabeden bir kadın telaş içinde Resulullah’ın huzuruna gelerek şöyle dedi:– Ya Resûlallah! Şu anda kocam ölüm döşeğinde, belki biraz sonra ölmüş olacak… Yalnız yanında kelime-i şehadet getirdiğimi anladığı ve kendisi de getirmeye çalıştığı halde şehadet kelimesini getiremiyo
Son dakikalarını yaşayan bir hastanın şehadet kelimesini söyleyememesini kötü mânaya yoran bir kadın, Resulullah aleyhisselatü vesselama müracaat ederek:“Kocam son anlarını yaşayan bir hastadır. Bir müddetten beri yanında şehadet getiriyorum, dili durduğu için, o, bu şehadet kelimesini söyleyemiyor, kelime-i şehadeti getirmeden ölür diye korkuyorum; Buna bir çare