Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngıııır mıngııır sallar iken, çok eski zamanlardan birinde bir padişah varmış. Bu padişahın da iki kızı varmış. Büyük kızın adı Yaprak, küçük kızın adı da Fidan’mış.Yaprak’la Fidan henüz pek küçük yaşta iken zavallı a
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; cinler cirit atarken, eski hamam içinde. Üşüdüm üşüdüm, daldan armut düşürdüm. Armudumu yemişler, bana çirkin demişler. Çirkin değil güzelim, inci mercan dizerim.Bir varmış, bir yokmuş, çok uzun yıllar önce yüce bir dağın tepesinde korkunç bir mağara varmış. Bir gün anne ve babası öldükten sonra yetim kalan bir genç kız, e
Masal; Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde; develer top oynarken eski hamam içinde… Babamın dokuz arısı vardı, dünyalar başına dardı. Sayar alırdı içeri, sayar çıkarırdı dışarı… Ben de göz kulak olurdum az çok.Bir gün baktım ki biri yok! Gayrı unuttum gazı tuzu; çıkardım kümesten çil horozu; boynuna geçirdim başlığı, ne kayalığı düşündüm ne taşlığ
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bundan yıllar yıllar önce zamanın birinde, bir padişahın güzel bir kızı varmış. Günlerden bir gün, zengin bir adamın oğlu padişahın güzel kızını istemiş. Her iki taraf iyice görüşüp konuştuktan sonra, padişah, zengin adamın oğlunu damatlığa kabul etmiş.Aradan biraz zaman geçtikten sonra kırk gün, kırk gece düğün yapmışlar
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, zamanın birinde çok uzak diyarlarda hiç çocuğu olmayan bir kadın varmış.Çocuğu çok sevdiğinden kendisini avutmak için bir tahta parçası üzerine kömürle kaş göz yapmış, bunu bezlere sarmış, salıncağa koyarak sallamaya başlamış.Artık her gün salıncağın başında oturuyor, oradan hiç ayrılmıyormuş. Ko