Bir gün bilgelik yiyecek ve zenginlik birlikte bir yolculuğa çıktılar. Yolda bir ağacın altında tembel tembel yatmakta olan bir adama rastladılar. Adam onları selamlayıp sordu:– Nereye gidiyorsunuz?– Yaşayacak bir yer arıyoruz.– Servet benim yanımda yaşayabilir. Bu zamandan en önemli şey para-pul çünkü.Adamın bu sözü üzerine servet:– Sen a
İki komşu ülkenin kralları özel günlerde birbirlerine ilginç hediyeler gönderirlerdi. Böylece birbirlerine zeka üstünlüğü gösterinde bulunmaya çalışırlardı. Krallardan biri bir gün ülkesinin en ünlü heykeltıraşını huzuruna çağırttı ve kendisinden 3 tane insan heykeli yapmasını istedi. Heykeller bir karış boyunda, altından ve dışarıdan bakışta birbirinin tıpatıp a
Genç bir antikacı Anadolu’nun ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği malları köylülerden ve malın değerini bilmeyenlerden yok pahasına satın alarak İstanbul’da satıyordu. Bir seferinde arabası karlı yolda saplandı kaldı ve antikacı arabasını terk ederek yürümek zorunda kaldı. Yoğun tipi altında artık donmak üzereyken bir ihtiyar tarafından bulundu. Yaşlı
Bir seyyar satıcı başının üzerindeki sepete boş şişeler doldurmuş, pazarın içinde dolaşıyordu. Şişelerin hepsini satarak 10 lira kazanmayı umut ediyordu. Hesaplarına göre 10 gün sonra 100 lira biriktirmiş olacaktı. Bu parayı sermaye olarak kullanarak daha başka kârlı işlere girmeyi planlıyordu.Birkaç ay içinde 1.000 lira kazanmayı ve kendisine çok güzel bahçesi o
Soyu sopu temiz, dürüst ve akıllı bir genç, bindiği gemiyle Anadolu’nun şirin bir kasabasına gelmişti. Oradaki mü’minler, onun faziletli, akıl ve anlayış sahibi, temiz bir delikanlı olduğunu anlayıp kendisini misafir etmek istediler. Eşyalarını alarak onu temiz bir dergâha götürdüler.Delikanlı orada yedi içti, itibar gördü. Misafirlik süresi bittikten sonra, şeyh