Bir zamanlar, altı çocuklu yoksul bir köylü varmış. Küçük tarla kalabalık aileyi beslemeye zar zor yetiyormuş ve ileride büyük oğul Taro’ya kalacakmış. Bu durumda ana, baba on yaşındaki ikinci oğulları Ciro’nun keşiş olmasına karar vermiş. Böylelikle bakımı sağlanmış olacak, aileden bir boğaz eksilecekmiş. Komşu köyün sınırına yakın küçük bir tapınakt
Çok eski zamanlarda, Japonya’da cesur bir savaşçı yaşarmış. Herkes ona, “Tawara Toda” yani “Pirinç Çuvalının Efendisi” dermiş ama asıl adı Fujiwara Hidesato imiş. İşte bu adı nasıl aldığının çok ilginç bir hikayesi var.Hidesato, gerçek bir savaşçının ruhuna sahipti ve boş durmaya dayanamazdı. İşte bu yüzden, günün birinde, maceralara atılmak üzere iki kılıc
Yedi KardeşlerBir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Bir yoksul adamla karısı ve onların da yedi oğlu varmış. Bunlar her gün yakınlarındaki dağa, ormana ava giderler, ne vururlarsa onları şehirde satar, kazandıklarıyla evlerini geçindirirlermiş.Gel zaman, git zaman, anaları gene hamile kalmış. Oğlanlar bir araya gelip düşünmü
Mesnevi’den Hikayeler Oku; Rey şehrinin yakınında bir mescid vardı. Orada geceleyen herkes, sabah korkudan ölmüş olarak bulunurdu. Durumu kendi açılarından anlatmak isteyenler, türlü yorumlarda bulunuyordu.Kimileri, “Kuvvetli periler var orada, geceleyenleri kör kılıçla kesiyorlar!” diyor; kimileri, “Kesinlikle bu bir sihir ya da tılsım olmalı!” diye bilgiç
Dervişin biri geziye çıktı; döne dolaşa bir hana konuk oldu, eşeğini ahıra bağladı, kendisi de dostlarıyla sofranın baş köşesine oturdu. Yemek ve tatlı yiyerek söyleşmeye daldı, gitti.Derviş yemek arasında eşeğini hatırladı; hanın hizmetlisine döndü:“Ahıra git, eşeğe saman ver, arpa ver,” dedi.Hizmetli:“Söylemene ne gerek var? Bu işler, eskiden beri benim işim,”