Adamın birinin bir keçisiyle bir de eşeği varmış. Keçi:“Ona benden daha iyi bakıyorlar! Onu benden daha iyi yediriyorlar!” diye eşeği kıskanırmış. Bir kurnazlık düşünmüş, eşeğe demiş ki:“Ne olacak bu senin durumun? Bir değirmen taşına koşarlar, onu çevirirsin, bir arkana yük vururlar, onu taşırsın! Bir gün rahat ettiğin yok… Ben senin yerinde olsam ne yaparım, bi
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Bağdat ülkesinin son derecede zengin bir padişahı varmış.Padişahın hazinesinde o kadar çok altın, elmas, pırlanta, zümrüt doluymuş ki, saymakla bitirilemez, hesabını kendisi bile bilmezmiş.Bağdat hazinesinin zenginliği her tarafa yayılmış, dillere destan olmuş. O kadar ki, Mısır’ı, Bağdat’ı, bü
Bir varmış bir yokmuş. Köyün birinde bir çiftçi varmış. Kıtlık olabilir düşüncesiyle bir ambar yaptırıp, unu ve buğdayını oraya depolamış. Depolamış depolamasına da, çok geçmeden ambara bir fare musallat olmuş. Açtığı bir delikten buğdayları yiyormuş. Kendi yetmiyormuş gibi, diğer fareleri çağırıp onlara da yediriyormuş. Böylece, etrafına kendisini pohpohlayan
Güzel bir göl kenarında bir balıkçıl kuşu yaşıyormuş. Her gün tuttuğu Birkaç balıkla geçinip gidiyormuş. Zaman gelmiş, ihtiyarlamış, artık balık tutamaz olmuş. “Bir şeyler yapmalıyım” diye düşünmüş kendi kendine. Aklına kurnazca bir fikir gelmiş. Göldeki yengece demiş ki:– Geçen gün buraya avcılar geldi. Göldeki balıkların hepsini tutacaklarını
Çok güzel bir masal, iyi okumalar.Aslanı olmayan bir ormana çakal kral olmuş. Ee ne demişler? Koyunun bulunmadığı yerde keçiye “beyefendi” derler. Çakala da kral demişler… Gelin görün ki demekle kral olunmuyormuş. Çakal, masumları cezalandırmış, güçsüzlere zulmetmiş. Olur olmaz isteklerle hayvanları canından bezdirmiş. Orman halkı “Allah böyle kralı düşmanımıza v