— SOS! SOS! Nokta, hat(çizgi), hat, hat, nokta nokta, nokta, hat. SOS! Tat, tââ… tat, tat, tââ… tat… SOS! Hat, hat, nokta, hat, nokta. SOS!Telsiz Unkapanı şilebinden geliyordu. En yakın liman başkanlığının telsizcisi, Unkapanı şilebine morsla sormuştu:— Ne var?Gelen cevap kısaydı:— Adalar Denizi, sıfır sıfır üç derece kuzey, sıfır sıfır bir dere
Büyük teyze mutfağa giderken ben de balkon kapısını açtım. Balkonumuz sokağa bakıyor. Bazen annemle burada oturur, sokaktan gelip geçenleri izleriz. Bahçede oynarken annemin balkona çıktığını görürsem bana bir şeyler söyleyeceğini anlardım. Balkonun altına gelirdim.Büyük teyze elindeki tepside iki bardak şerbet ile balkona geldi. Yan yana duran iki tabureye oturd
Uyumalıydım. Karnım tok, sırtım pekti. Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Üstelik elime uykuya birebir olan, kalın kitaplardan birini almıştım. Öyle büyük düşüncelerim, dertlerim de yoktu. Evet, uyumalıydım. Ama bitürlü uyuyamıyordum. Uyku tutmazsa sayı say, derler. Başladım saymaya… Bir… iki… üç… beş… on… yüz… bin̷
Çocuk MasallarıKüçük prens ormanda dolaşırken bir ses işitti. “Merhaba”. Küçük prens etrafına bakındı ama kimseyi göremedi. “Buradayım” dedi ses, ileride elma ağacının altındayım. Küçük prens bakınca bir tilki gördü ve “Merhaba, size de merhaba” diye cevap verdi.Tilki, “Ben çok yalnızım. Haydi gel birlikte oynayalım mı?” diye sordu. Küçük Prens, “Ama ben seni tan
Yeryüzünü kaplayan yeşil etrafındaki diğer renklere seslendi, “Görüyor musunuz, ben ne kadar güzelim. Ben her türlü hayatın rengiyim. Çimenler, ağaçlar ve yaprakların hepsi benim rengimde. Renklerin sultanı benim!”Gökyüzünü kaplayan mavi bu sözlere şöyle cevap verdi, “Dünya dediğin yalnızca yeryüzünden ibaret değil ki! Şu gökyüzüne ve dünyayı kaplayan denizlere b