M. Achille Benouvelle’e Ak saçlı yaşlı bir yoksul, bizden sadaka istedi. Arkadaşım Joseph ona beş frank verdi. Şaşırdım. Bana:– Bu zavallı, şimdi sana da anlatırım ya, hiç unutamadığım bir olayı yine aklıma getirdi; dedi.Benim aslında Le Havrelı olan ailem, zengin değildi. Kendi yağıyla kavrulurdu. İşte o kadar. Babam çalışır, daireden geç döner ve ç
Sarıyer’in içerlerinde bir evdi… Bulana kadar epey aradım, yoruldum. Köşk büyük bir bahçe içindeydi. Yalçın çocukluk arkadaşımdır. Hikaye / Öykü— Çok güzel bir köşkünüz var, dedim.— Güher Teyzemin köşkü… dedi.Yalçın’ın kitaplarını görmek için gitmiştim. Beni büyük, kitaplarla dolu bir odaya aldı.Yalçın,— Çaylarımızı burada içelim, dedi.Ben kalın ciltl
Arkadaşlarımdan bir kaçı yanıma gelerek;-Fakir öğrenciler için yurt binası yapıyoruz, dediler. Ön ayak ol da, biraz yardım toplayalım. Tekliflerini kabul ettim ve ertesi gün, zenginliğinden dolayı ”Ağa” lakabıyla tanınan bir iş adamını aradım. Para istediğimi anlayınca:– Gerekeni yaparız, dedi.Gel de görüşelim.- Sondaki sıfırlar biraz az olmadı mı? dedim. H
Alacakaranlık içinde sivri, siyah bir kayanın belli belirsiz hayali gibi yükselen Şalgo Burcu uyanıktı. Vakit vakit inlettiği trampete, boru seslerini akşamın hafif rüzgârı derin bir uğultu halinde her tarafa yayıyor… Kederli bağrışmalarıyla ölümü hatırlatan küfürbaz karga sürüleri, bulutlu havanın donuk hüznünü daha beter artırıyordu. Mor dağlar gittikçe k
Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş. Çok yemesi, çok demesi günahmış. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellâl iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini sallar iken Zamanın birinde, kel bir oğlancık varmış. Anacığı ile birlikte çok yoksul bir hayat yaşarlarmış. Bu Keloğlanın Rüstem isimli bir de arkadaşı varmış. Keloğlanla Rüste