Deyim Hikayeleri: Türkçede bakla ile alâkalı iki deyim vardır. Her ikisinde de illiyet, kurutulmuş baklanın zor ıslanması ve zor yumuşamasıyla ilgilidir. Kurutulmuş baklanın ağza alındığında ıslanıp yumuşaması uzun bir süreyi ilzam eder. Sır saklama ve dilini tutma konusunda kendisine itimat edilemeyen kişiler için “Ağzında bakla ıslanmaz” deyiminin kullanılması
Okul müdürümüz, öğretmenler günü münasebetiyle bir konuşma yapmamı rica etti. Oldum olası bu tür konuşmalardan sıkılırım. Hele bunları yazıya dökmek, konuşmaktan daha ağır gelir bana. Verilen vazifenin mesuliyeti ile zihnimi yoklamaya, ilk öğretmenlik yıllarımı hayal etmeye başladım. Başımdan bir sürü hâdise geçmişti. Bunlardan hangileri arkadaşlarımızın daha çok
Tedbirli Davranan PadişahUmman Denizinden gemi ile bir adam çıkageldi. Bu adam denizlerde gezmiş, sahralarda dolaşmış; Arabı, Türkü, İranlıyı, Rum halkını görmüş; her milletin bilgilerini temiz ruhunda toplamıştı. Sözün kısası dünyayı karış karış gezerek bilgiler kazanmış, seferler yapmış, görüşmeyi ve konuşmayı öğrenmişti. Vücudu iri yapılı; fakat çok fakirdi.
Ömer Seyfettin hikayeleri Oku; Ömer Seyfettin bir gün öğretmenler odasına müjdeli bir haberle girmiş:— Arkadaşlar, gözünüz aydın, Avusturya, Türkiye’ye vagonlar dolusu şeker gönderiyormuş !Bunun üzerine bütün öğretmenler:— Yaşasın, bundan sonra çayımızı, kahvemizi adam gibi içeceğiz, diye sevinç çığlıkları atmış.Ömer Seyfettin bu sahnenin hemen arkasından okulun
Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.