Bir varmış, bir yokmuş, Allahın kulu pek çokmuş. İnebolu, Yanbolu; iki boş bir dolu, bende bilmece dam dolu.Evvel zamanların birinde, bir padişahın ülkesinde, fukara bir balıkçı vardı. Gün geldi balıkçı öldü, bir oğlu kaldı arkada. Babasının sanatını eline alarak, o da balık avcılığına başladı. Gecelerden bir gece, bir düş gördü. Diyordu ki, bir ses. “Yarın tutac
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içindeyken bir adamın bir tek kızı varmış. Kız çeşmeye suya gidince çeşmenin oradaki kurbağa, kıza:– Ah kız sana yazık, vah kız sana yazık, dermiş. Bir gün sormuş kurbağaya:– Yazık ama benim neyime yazık, demiş. O da kıza:– Kırk gün ölü başı bekleyeceksin, ona yazık, demiş.Bir gün kız öte
Vaktiyle bir padişah ve bunun üç oğlu varmış. Padişah da insan, günün birinde hasta olup yatağa düşmüş. Durumu günden güne kötüye gittiğinden, son saatinin yaklaştığını sezmiş ve oğullarını çağırtarak, demiş ki:– Ben ölünce en büyüğünüz padişah olsun. Bir felakete, bir sıkıntıya rastlarsa ava gitsin. Yolun üçe ayrıldığı yere geldiği zaman sağdakine sapsın;