Vaktiyle Nil Nehri, bir yıl Mısır’a hiç su taşımadı ve sonunda dayanılmaz bir kıtlık baş gösterdi. Öyle oldu ki, susuzluktan kıvranan insanlar dağlara çıktı. Nil sanki kurumuştu. İnsanlar feryat edip inleyerek yağmur dilediler, ama hiç fayda etmedi. Bunun üzerine içlerinden biri, tasavvuf büyüklerinden Zünnun’un dergâhına koştu: Dini Hikaye“Ey yüce sultan!
Musa aleyhisselam zamanında bir adam vefat etti. Bu adam çevre halkı tarafından fasık, günahkâr bir kişi olarak bilinirdi.O sebeple insanlar onu yıkamadan, kefenlemeden, cenaze namazını kılmadan, elleriyle bile değil, ayaklarıyla iteleye iteleye çöplüğe attılar.Allah-u Zülcelal Musa aleyhisselama şöyle vahyetti:– “Filan yerde, benim bir Evliyam vefat etti. Git
Kâbe’ bir genç sürekli şöyle dua ederdi;– “Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, Ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamdü sena ederim,”Bu durum herkesin dikkatini çekerdi Günlerden bir gün birisi,– “Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka birşey bilmiyor musun?,” diye sorunca, O da nedenini şöyle anlattı:– Yedi sekiz sene önce yi
İki Cihan Padişahlığı İçinBir adam, Keykubad Şah’a:– Padişahım! Saltanatına zeval gelmesin, diye dua etti.Orada bulunan bilge bir kimse bu duayı doğru görmeyip dedi ki:– Bu şekilde dua etmek mantıklı değil. Feridun, Dahhak ve Cem gibi Fars padişahlarından saltanatına zeval gelmeyen kimi bilirsin? Aklı başında insan, imkânsız şeyler istemekten kaçınmal
Padişahın biri ip hastalığına yakalandı. Hastalık yüzünden bir deri bir kemik kalmıştı. Elden ayaktan o kadar düşmüştü ki hizmetçilerine gıptayla bakıyor, “Ne olaydı bunlar gibi sağlıklı olaydım” diye kendi kendine hayıflanıyordu. Padişahın nedimlerinden biri, huzurda yer öperek dedi ki:– Saltanatın daim olsun padişahım! Bu şehirde mübarek nefesli bir adam