Nasrettin Hoca’nın huysuz bir eşeği vardı. Eşeğin huysuzluğundan bıkan Hoca, onu satmaya karar verdi. Eşeği zar zor pazara götürdü. Satması için onu hayvan cambazına teslim etti. Ama eşek, alıcıları yanına hiç yaklaştırmadı. Kimini ısırdı, kimini çifteledi; alıcıların hepsini kaçırttı. Hayvan cambazı çaresiz kaldı. Eşeği satamayacağını anladı. Eşeği götürüp Hoca’
Bir gün Hoca evinden çıkmış, çarşıya gidiyormuş. Yolda komşusuna rastlamış. Komşusu hemen söze girmiş:– Hocam, dün gece sizin evde neler oldu? Önce sesler duyduk, ardından büyük bir gürültü. Neyin nesi bir türlü anlayamadık. Ne oldu Hocam, anlatıver... Nasrettin HocaHoca, karşılık vermek istememiş. Fakat adam peşini bırakmamış. Sormuş da sormuş. Artık Hoca
Nasrettin Hoca, ormana odun kesmeye gider. Çıkıp bir dalın üstüne oturur. Sonra da oturduğu dalı kesmeye başlar. FıkraOradan geçen biri:– Hocam ne yapıyorsun? Bindiğin dalı kesiyorsun. Şimdi yere düşeceksin, diye seslenir. HikayeHoca, köylünün sözlerine aldırmaz. Dalı kesmeye devam eder. Az sonra da köylünün dediği gibi yere yuvarlanır.Köylüye: Nasrettin Ho
Bir gece, kadının biri hava alanında bekliyordu. Uçağının kalkmasına epeyce vakit vardı. Hava alanındaki büfeden bir kitap ve bir paket kurabiye alıp kendisine oturacak bir yer buldu. Kendisini kitabına kaptırmış olmasına rağmen, yanında oturan adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde ararlarında duran paketten birer kurabiye aldığını fark etti; ne kadar görmezd
Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, “Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim.” dedim. Deniz kenarındaki şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.Geliy