Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken; ülkenin birinde bir köy varmış. Bu köyün halkı mutluluk içinde yaşarmış.Günlerden bir gün köyün bütün evlerine fareler dolmuş. Binlerce fare köyün sokaklarında, evlerde dolaşıyorlarmış. Yatak odasına gitseler, m
Bir zamanlar Bremen kentinin yakınlarında bir çiftlik varmış. Bu çiftlikte türlü türlü hayvanlar yaşarmış. Tavuklar, kuzular, inekler, kazlar ve bir de eşek varmış.Eşek çiftliğin en çalışkan hayvanıymış. Gel zaman git zaman eşek ihtiyarlamış. Eskisi gibi çalışamaz olmuş. Çiftlik sahibi de artık işe yaramıyor diyerek, onu satmak istemiş. Eşeği almak isteyen bir ad
Yarı kedi yarı kuzu, garip bir hayvanım var. Babamdan, diğer eşyayla birlikte miras bana, nedir, büyüyüp kendini göstermesi benim elimde oldu. Önceleri kediden çok kuzuydu, şimdi iki hayvandan da eşit özellikler taşıyor. Başı ve pençeleri kedi, gövdesinin biçimi ve iriliği kuzu, gözlerinde yanıp sönen vahşi parıltı, yumuşak ama diri postu, devinimlerinin hem zıpl
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Tilkilerin kümeslerden uzak durduğu, farelerin kedilerden korkmadığı bir devirde yaman mı yaman bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan dağ-taş gezermiş, soğuk sulardan içermiş. Anasıyla birlikte karınca kararınca yaşayıp gidermiş.Bir öğle vakti Keloğlan evde anasıyla konuşurken, kapı çalınmış. Anası kap
Burada masumların kanına doymayan, şeytani ruhlu işkenceciler yatıyor. Kurtuldu artık vatanımız. Ölümün mağarası yıkıldı. Zalim ölümün kol gezdiği meydana, yaşam ve sağlık geldi. (Paris’teki Jakoben Kulübü Evi’nin yerine kurulacak marketin girişine asılmak için yazılmış dörtlük)Hastaydım. Uzun süredir bu şiddetli ıstırap yüzünden ölümcül derecede hastaydım; sonun