— Bir evli hanımın hatıra defterinden —Yusuf, meşhur olan ismiyle (Yusuf Semih), şair Yusuf Semih, yani kocam artık büsbütün çekilmez, biraz da yaşanmaz, yaşadıkça hayattan zevk alınmaz bir hale geldi. İlle ilhamı tükenip de saçmalamağa başlayalı beri deliye döndü; hoş zaten öyle, ilham denilen şey de onda pek feyizli, kuvvetli değildi ya… Ah, şiir! Benim k
Biraz geciktiğim için, Carnacki yarı şaka bir hiddetle yumruğunu bana doğru salladı. Sonra, yemek odasının kapısını açarak dördümüzü de içeri aldı: beni, Jessop’u Arkright’ı Taylor’u.Eskisi gibi bir arada iştahla akşam yemeğimizi yedik. Yine eskisi gibi Carnacki yemekte pek de konuşkan değildi. Yemekten sonra salona geçerek rahat koltuklara gömü
Sonbaharın bunaltıcı, karanlık ve sessiz bir gününde, gökten inen bulutlar yeryüzüne çökmüşken, bir başıma at sırtında eşine az rastlanır türden kasvetin hakim olduğu bir bölgeden geçiyordum. Gece karanlığı çökmek üzereyken, Usher’in Evinin melankolik görüntüsünü seyrederken buldum kendimi. Eve ilk bakışımda, nedenini bilmediğim dayanılmaz bir hüzün sarmıştı içim
Japon Halk Hikayelerinden; Eskiden Kyoto yakınlarında Atogoyama diye bilinen bir dağda, büğe bir rahip yaşardı. Bu rahip, tüm yaşamını tamamen ibadet etmeye ve sutra[1] okumaya adamıştı.Rahibin yaşadığı tapınak, köyden oldukça uzaktaydı. Tapınak, oldukça elverişsiz bir yerde olduğundan; başkalarının yardımı olmaksızın tapınakta yaşamak imkansızdı. Bu yüzden; birk
H0ki-no-kuni[1] [2] eyaletinin Kurosaka köyü yakınlarında Hayalet Şelalesi olarak bilinen bir yer vardır. Bu şelaleye, neden Hayalet Şelalesi denildiğini ise kimse bilmez. Şelalenin döküldüğü yerin yanında küçük bir tapınak bulunur. Bu tapınakta, bölgede yaşayanların Taki Daimyocin adını verdikleri bir Kami kutsanmıştır. Tapınağın önünde, ağaçtan yapılma küçük bi