Büyük teyze mutfağa giderken ben de balkon kapısını açtım. Balkonumuz sokağa bakıyor. Bazen annemle burada oturur, sokaktan gelip geçenleri izleriz. Bahçede oynarken annemin balkona çıktığını görürsem bana bir şeyler söyleyeceğini anlardım. Balkonun altına gelirdim.Büyük teyze elindeki tepside iki bardak şerbet ile balkona geldi. Yan yana duran iki tabureye oturd
İslamiyet öncesinde kullanılan destan anlayışından modern hikâyeye geçişi sağlayan ilk örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.– Bu ürünler sözlü (anonim) olarak halk arasında yaşamış ve dilden dile aktarılarak sonraki nesillere bırakılmışlardır.– İçerisinde olağanüstü olaylar olsa da çoğu zaman gerçeğe yakın olayların ele alındığı halk hikâyelerinde aş
Faziletli, iyi ahlaklı, ilim sahibi meşhur bir adamın, huysuz mu huysuz bir kölesi vardı. Ayrıca bu köle çok da çirkindi. Saçları diken gibi dimdik, yüzü kevgir gibi delik deşik, dişleri yılan dişi gibi zehirliydi. Öyle ki şehirde ondan çirkin biri gösterilemezdi. Koltuk altlarından etrafa soğan gibi, ağır ve iğrenç bir koku yayılır, damarları görünen patlak gözl
Günün birinde Nemrut, İbrahim Aleyhisselamı ateşe atmaya karar verir. O kadar büyük bir ateş yakar ki bu sefer kendisi ateşe yaklaşamaz. O sırada Bir mübarek zat, görmüş ki bir karınca ağzına su alıyor, uzaktan getiriyor ateşi söndürmeye çalışıyor. Fakat yaklaşamıyor, yakın bir yere bırakıyor. Evliya zat karıncaya sormuş:Ey karınca sen ne yapıyorsun?Karınca da,
kaplana binen veliGerçeği gözüyle gören, hayat boyunca gerçeğin peşinde koşan din büyüklerinden birisi anlatmıştı:Allah dostlarından biri kaplana binmiş geliyordu. Üstelik kamçı olarak elinde bir yılanı tutmuştu. Onun bu halini gören birisi:– Ey Allah yolunun eri! Gittiğin bu yolu bana da göster! Allah için nasıl amel işledin de bu yırtıcı hayvanları kendin