Georges Pouchet’yeIVirelogne’a on beş yıldır uğramamıştım. Prusyalıların yıkmış oldukları şatosunu sonunda yeniden yaptıran dostum Servat ile birlikte avlanmak üzere oraya güzde gittim.Bu yöreyi son derece seviyordum, güzel dünyanın, gözü okşayan, gıcıklayan köşelerindendi. Böyle yerler maddi bir aşkla sevilir. Biz, toprağın büyülediği kimseler, çok
Duygusal Hikayelerden:Arzular kıvrım kıvrımRüzgâr kanatlı AzrailAnlar bilmez molaOnlara karşın heykelim.Sıradan bir sonbahar günü. İstasyon her zamanki gibi insanların Tatlı telaşlarına, tanık oluyor. İstasyona her gidişimde heyecanlanırım, hüzünlenirim. Trenlerin taka tuka sesleri, acı acı çalan düdükleri ben de ayrılıkları çağrıştırır .Oysa onların gara girmesi
Vakti zamanın birinde büyük bir diyarın padişahı vardı. Padişahın Cihanşah adında yüzü nurlu, içi sürurlu, dal gövdeli, güler yüzlü, neşeli bir oğlu vardı. Cihanşah, boş zamanlarında babasının vezirinin oğlu Ahmetşah ile buluşur, konuşurdu. İki arkadaş birbirilerine pek ısınmışlardı. Ava beraber giderlerdi. Beraber cirit oynarlar, ok atarlar, keyiflerini ağır pah
Yaşlı adamın karısı kendisine 4 altın verdi ve pazardan dört tane eşek satın almasını istedi. Yaşlı pazara gitti ve dört tane eşek satın aldı. Birisinin üzerine bindi ve eve geri dönmeye başladı. Eve yaklaştığında karısının kendisinden istediği şeyi yapıp yapmadığını kontrol etmek istedi ve eşekleri saymaya başladı. Saydı ama kendi bindiği eşeği saymadığı için ü
Kadir kaşlarını çatmış, elleri belinde, yazıcının ekranında beliren yazıyı okuyordu “Near Empty Red”1Gözünü kıstı. Sağ kaşını kaldırdı. Bir çıkış daha istedi. Bu kez yazıcının ekranında ‘“Empty Magenta”[1] [2] yazıyordu. Gözlerini ekrandaki yazıdan ayırmadan içeriye bağırdı:– Neriman?Neriman üstünde çiçekli mutfak önlüğü, elinde kepçeyle mutfaktan başını uz