Adamın biri emekli olduktan sonra bir okulun yanında küçük bir ev aldı. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirdi ama okullar açılınca huzuru kaçtı.Okulların açıldığı ilk günden itibaren öğrenciler, dersten çıkar çıkmaz yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmeliyorlar, anlamsız sesler çıkararak bağırıp çağrıyorlar, dayanılmaz gürültüler yapıyor
Bu Okul Aile Birliği toplantısına gitmem gerekli mi, değil mi, hiç bilmiyordum. Söyleyecek bir sözüm yok. Olsa da kalabalıkta hiç konuşamam.Toplantıya geç kalmışım. Ben okula gittiğim zaman, öğrencilerin ana babalarıyla öğretmenler salonda konuşmaya başlamışlardı.Salonun kapısını açıp adımımı yeni atmıştım, ayakta bir kadın yumruğunu sıkarak,— Geç kalıyorlar efen
Ünlü sanat merkezlerinden birini gezen bir çocuk duvarda çok güzel bir tablo gördü. Belli ki oldukça pahalı idi. Çocuk, tabloyu abisine doğum günü hediyesi olarak almak istedi. Bir iş buldu ve çalışmaya başladı. Aylar sonra biriktirdiği tüm parayla o galeriye gitti. Şanslı idi, çünkü tablo hala satılmamıştı. İçeri girerek ressamı buldu. “Abimin doğum günü için bu
Gün daha yeni doğmuştu. Nil Irmağının kıyısındaki palmiyeler üzerinde dolaşan yaşlı bir turna, kanatlarını çırparak, ”Şimdi oralarda çiçekler açmıştır” dedi. Çiğdemler, kır menekşeleri, güzel kokulularını çevreye yaymaya başlamışlardır. Artık gitmeliyiz, arkadaşlar! Turnalar sevinçle bağırarak, sürü başının çevresini sardılar, ”Gidelim, gidelim” Yalnız turnalarda
Bodhisavita daha önceki yaşamlarından birinde Kral Brahmadttanın baş veziri olarak görev yapmıştı. Onun görevi Krala mali konularda bilgi vermekti.Bunun yanında, onun görevleri arasında, devlet işlerinin yürütülmesinde de yol gösterici olmasıda yer alıyordu. Kral halkına karşı gayet iyi niyetli, ancak zayıf kişilikte bir insandı. Çünkü kendi çıkarları için yalan