Avukat, savunmasında deli olduğunu ileri sürmüştü. Bu garip cinayet başka nasıl açıklanabilirdi?Bir sabah Chatou yakınlarında kamışlar arasında sarmaş dolaş iki ceset bulunmuştu. Kadın da, erkek de zengin, hemen hemen genç ve yörenin belli başlı kibarlarındandı. Daha geçen yıl evlenmişlerdi. Yani kadın üç yıldan fazla dul yaşamamıştı.Kimse düşmanları olacağını sa
Asıl adı “Hüsrev ile Şirin”olan bu hikaye, Ali Şir Nevai, Lemii gibi şairlerin olayın üçüncü kişisi olan Ferhat’ı ön plana çıkararak “Ferhat ile Şirin” adlı mesneviler yazmaları sonucu Anadolu da bu adla tanınmıştır.Hikaye Anadolu efsanelerinde analtılanlara göre Amasya’da geçmektedir. Ferhat Amasya’da yaşayan bir nakkaşt
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Vay neler varmış vay neler varmış. Develer tellallık yapar, pireler davul çalarmış. Cinler cirit oynar, periler şarkı söylermiş. Sonra efendime söyleyeyim. Allah’ın kulu çokmuş. Nar gibi kızaran, ahına yanan kızlar, delikanlılar pınar gibi kaynarmış. Böyle bi
Bir varmış bir yokmuş, bir padişahın bir tek kızı varmış. Bu kız her gün has bahçenin içinden akan bir derenin kıyısına oturur serinlermiş. Günlerden bir gün yine bu derenin kıyısında serinlerken, kolundaki bileziğini çıkarıp bir taşın üstüne koymuş, derede ellerini yıkarken kırk bir tane beyaz güvercin gelip yeşil çimenlerin üzerine konmuşlar. Bunlardan kırkı bi
Seyit Ali diye çağırırlarmış önceleri onu. Bir bilinmezden gelip Bursa yöresine yerleşmiş, çobanlık yapmaya başlamış. İşinin ehli biriymiş. Koyun otlatılacak yerler ondan sorulurmuş. Koyun sağmakta, koyun kırkmakta, koyun kuzulatmakta üstüne yokmuş. Yoğurt yapmasını, yayık yaymasını, yağ çıkarmasını da iyi bilirmiş.Seyit Ali’nin bu becerileri, yöredeki ağal