Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.
Sivri dilli ve nezaketten yoksun bir kadın bir dedikodu yaymakla suçlanıyordu. Köyün bilgesinin huzuruna getirilen kadın “Söylediklerim bir şakaydı, sadece şaka” diyerek itiraz etti.“Sözlerim başkaları tarafından yanlış anlaşıldı, ben suçlu değilim” diye bağırdı.Ancak dedikoduya maruz kalan mağdur “Temiz adımı kirlettin” diyerek adalet istiyordu.“Bunu düzeltebili
Zamanın birinde bir kişi Filozof Anaksagoras’a şöyle bir soru sorar;“Seyahat etmek, bulunduğunuz yerden başka bir yere gitmek midir?”Filozof ise, “Seyahat etmek, düşüncelerinizi değiştirmek, önyargılarınızdan kurtulmaktır” cevabını verir ve şöyle bir açıklama yapar.Bilgeye sormuşlar: “Dünyada en çok kimi seversiniz?” diye. O da; “Terzimi severim” diye cevap vermi
Bir varmış, bir yokmuş. Bundan uzun uzun yıllar önce geçmiş zamanın birinde küçük bir köy varmış. Bir gün bu köyde yaşayan bir çiftçinin eşeği kör bir kuyuya düşmüş.Eşek kör kuyunun içinde sesini sahibine duyurabilmek için saatlerce acı içinde kıvranıp bağırmış. Ağlamış, ağlamış….Sonunda eşeğin sahibi eşeğin bağırma seslerini duymuş. Hemen kuyuya bakmış.
M.Ö. III. Asırda yaşamış olan Yunan Filozofu Menedem’e, sohbet esnasındaorada bulununlardan biri şöyle dedi;“İnsanın istediğini elde etmesi büyük bir saadet.” Filozof bu söze şöyle bir sözle karşılık verdi;“ İnsanın elindekilerle yetinmesi daha büyük bir saadettir.”Bilgelik Hikayeleri