Kılıççı BabaDönemin pâdişahı, şehzâdeliği sırasında babasının armağan ettiği kılıcını düşürmüş ve kılıç kabzasından ayrılmış. Buna çok üzülen padişah, tüm yöreye haber salmış. Kılıcını eski biçimine getirene ne dilerse vereceğini duyurmuş.Ancak padişahın sertliği, kılı kırk yarması pek çok ustayı ürkütmüş. Bir bahane bulur da, gazabına geliriz diye, kimse kılıcı
Bir zamanlar Edirne’nin Setbaşı semtinde yaşayan genç bir kız varmış. Bir gezi sırasında dönemin yeni ve genç hünkârını görmüş ve içine bir sevdâ koru düşmüş. Ama bu sırrını kimselere açamamış. Sevdâsını içine gömmüş.Ancak bir süre sonra, hünkârın gidişi, genç kızı huzursuz etmeye başlamış. Sevdiği bu adam ülkeyi iyi yönetemiyor, gençliğinin seline kapılıyor, çev
“Felsefi Görüşün Sersefil Görüş Olduğunu Savunan Bir Vatandaşın Yargılanması…”Güzel Bir Hikaye, Geçmiş zamanın bir yerinde bir ülkede, kurulmuş mahkeme soylu hakimler, seçilmiş savcılar, avukatlar ve soytarılar ve seyirciler. Hâkim gelince herkes ayağa kalkar, sanık kalkmaz. Sorulur;-Neden ayağa kalkmadınız?-Beni suçsuz yere yargılayan sizlere, nasıl
Dört hayalet oturmuşlar, hayalet dumanı tüttürüp, çene çalmakta, hoşça vakit geçirmekteymişler, her ne kadar hayaletlerin hoşça vakit geçirmeleri olanaksız da olsa. İçlerinden biri, “Onu hiçbir şeyin korkutamadığı bir genç adam olduğunu duydum. Bizlerden bile korkmazmış,” demiş.İkinci hayalet, “Var mısınız, ben onu korkutacağım,” demiş.Üçü
— Bir evli hanımın hatıra defterinden —Yusuf, meşhur olan ismiyle (Yusuf Semih), şair Yusuf Semih, yani kocam artık büsbütün çekilmez, biraz da yaşanmaz, yaşadıkça hayattan zevk alınmaz bir hale geldi. İlle ilhamı tükenip de saçmalamağa başlayalı beri deliye döndü; hoş zaten öyle, ilham denilen şey de onda pek feyizli, kuvvetli değildi ya… Ah, şiir! Benim k