Burada masumların kanına doymayan, şeytani ruhlu işkenceciler yatıyor. Kurtuldu artık vatanımız. Ölümün mağarası yıkıldı. Zalim ölümün kol gezdiği meydana, yaşam ve sağlık geldi. (Paris’teki Jakoben Kulübü Evi’nin yerine kurulacak marketin girişine asılmak için yazılmış dörtlük)Hastaydım. Uzun süredir bu şiddetli ıstırap yüzünden ölümcül derecede hastaydım; sonun
Orman korucusu Artem’in yana kaymış, alçak kulübesinde duvara asılı, isten kararmış, kocaman kutsal tasvirin altında iki kişi oturmaktaydı. Bunlardan biri kısa boylu, buruşuk yüzlü, sakalı boynundaki sık kıllarla başlayan, sıska mı sıska bir ihtiyar olan Artem; İkincisi ise kırmızı bir gömlek ile iri balçık çizmeleri giyen, genç, çam yarması gibi bir avcıyd
Bir varmış, bir yokmuş evvel zamanda, güngörmüş, bir kadının gayet yakışıklı, boylu poslu, bir delikanlı evlâdı varmış. Onu kadıncağız saraya hükümdar maiyetine vermiş.Günün birinde hükümdar, maiyetinin arasında dolaşırken hepsine sordu:“İçinizde Ali Cengiz oyununu bilen var mı?”Hepsi sustular, cevap vermediler. Yalnız içlerinden o delikanlı karşılık verdi:“Emiri
Masal masal matitas… Kalaylandı bakır tas… çukura düştü çıkamaz… Pır pır eder uçamaz.Var varanın, sür sürenin… Habersiz bağa girenin, hali yaman demişler… Masaldır bunun adı… Söylemekle çıkar tadı… Her kim dinlemezse bunu, hakkından gelsin kambur dadı…Bir varmış, bir yokmuş. Vakti zamanında bir padişahın üç oğlu ile
Bir zamanlar Hindastan’ın Benares şehrinde yaşayan Patan Poli isminde tanınmış bir tüccar vardı. Çoğunlukla atla gezerdi. Şehrin en büyük kervanları onun için çalışırdı.Bazı kervanlar batıya Arap Yarımadasına gider oradan çeşitli baharatlar getirirdi.Doğuya ve kuzeye giden kervanlar ise Hindi Kuş Dağlarından geçer, Çin’e doğru yol alırdı. Oradan ipek ve por