Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Tilkilerin kümeslerden uzak durduğu, farelerin kedilerden korkmadığı bir devirde yaman mı yaman bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan dağ-taş gezermiş, soğuk sulardan içermiş. Anasıyla birlikte karınca kararınca yaşayıp gidermiş.Bir öğle vakti Keloğlan evde anasıyla konuşurken, kapı çalınmış. Anası kap
Vaktiyle zengin bir ağa ve bir de ailesi varmış. Ağa, hizmetkâr tutup çalıştırırmış. Herkesin hayran olduğu yaşantıya sahipmiş. Yıllar sonra zenginliğini kaybetmiş. Köy halkıüzerindeki nüfuzu da azalmış. Bir gün evinin ocak başında hanımıyla oturuyormuş. Yanlarına hizmetçileri gelmiş oturmuş. Ağa içini çekerek: “Ah Felek,” demiş. Hizmetçi hemen Ağa’ya dönerek: “S
Eğitimsiz ve saf bir genç, askere alma merkezine başvurarak orduya katılmak istedi. Ama önce bir kaç aylık eğitime tabi tutulması gerekiyordu. Maalesef kötü şansına kendisi eğitime başladıktan bir hafta sonra, yüksek rütbeli bir subayın teftişe gelerek askerlere sorular soracağı ve eğitimlerini kontrol edeceği haberi geldi. Eğitimden sorumlu subay daha yeni gelen
Karadeniz’in incisi Trabzon’umuzun en büyük İlçe merkezlerinden olan Vafkıkebir ile Tonya arasında Sivri adı ile bilinen bir tepe vardır. Bu tepenin iç taraflarında düz ve geniş bir ova uzanır. Vaktiyle Rum kafirleri bu ovada at koşturur, kılıç kuşanır, ok atarlarmış, Ovadan bakılınca heybetli bir görünüşe sahip olan Sivri’nin tam tepesinde ise veliler yat
Efsaneye göre; bir usta ile kalfası, Mersin’in Mut ilçesi yakınlarında çoşkun bir ırmak üzerinde köprü yaparlar. Bu köprü bugün Gezmeli Köprüsü diye bilinir. Bu köprünün yapılmasına büyük emek veren kalfa Süleyman ustasına bir sebepten dolayı darılır, yanından ayrılır.Süleyman, aynı ırmağın başka bir çoşkun yerine gidip köprü yapmaya karar verir. Başlar köprüyü y