Aşığın biri sevgilisini evine gider, kapıyı çalar.Sevgili: kim o? Der. Aşık: benim. Sevgili: var git, daha aşkta ham ve pişmemişlerin bu haneye girme zamanı gelmemiştir. Sen hamsın, aşk ateşinde yanman gerekir ki pişip olgunlaşasın, der.Aşık çaresiz geri döndü. Bir yıl sevgiliden uzak olma ve ayrılık ateşinde yandı. Bir yılın sonunda yeniden sevgilinin evine geld
Hz. Musa yolda Tanrıyla konuşan bir çoban gördü. Çoban:Ey yüce Tanrı! Nerdesin? Senin hizmetçin olayım, ayakkabılarını temizleyim. Saçlarını tarayayım, elbiselerini temizleyeyim, sineklerini öldüreyim. Sana süt hazırlayayım, ellerini öpeyim, ayaklarını mesh edeyim, yatağını temizleyeyim, söyle nerdesin? Bütün keçilerim sana feda olsun, bütün bu dağların yankısı s
Halkı hiç fil görmeyen bir şehir vardı. Günün birinde Hindistan’dan bir fil getirdiler, karanlık bir yere koydular. Halkı seyre davet ettiler. Halk, karanlıkta fili göremiyordu. Çaresiz kaldılar, elleriyle dokunup yokladılar. Birinin eli filin hortumuna dokundu. Dedi ki:“Fil büyük bir hortumdur. “Bir diğeri eliyle filin kulağını tuttu. O da:“Fil
Hırsızın biri, içeri girmek için bir evin duvarının dibini kazıyordu. Adamın biri gece yarısı hastalanmış, uyku tutmamıştı. Kazmanın tak tak sesini duydu, damın başına çıkıp aşağı baktı. Duvarın dibini kazmakta olan hırsızı gördü. “Sen kimsin” dedi? Hırsız adamı görünce şaşırmıştı. Hazır cevaplılıkla “davulcuyum,” dedi.Adam: Ne yapıyorsun?
Dağlarda gezen bir bilge kadın, nehirde değerli bir taş bulmuş.Ertesi gün kendisi gibi bir seyyahla karşılaşmış. Ama seyyahın karnı açmış.Bilge kadın torbasını çıkarmış ve yemeğini onunla paylaşmış. Aç seyyah, bilge kadının torbasındaki değerli taşı görmüş ve taşı çok beğendiğini söyleyip onu kendisine vermesini istemiş. Bilge kadın hiç tereddüt etmeden taşı ona