Büyük kavgaların yarısını, lüzumsuz kırgınlıkların tamamını, başıbozuk yorumların üçte ikisini, kalp kıran atışmaların tamamına yakınını, mutsuz evliliklerin pek çoğunu; hülasa anlaşmazlık noktalarımızın neredeyse hepsini tek kalemde, hem de tebessümle halletmenin çok basit ve güzel bir yolundan haber vereyim mi size?İnsaf ve halden anlamak!Meseleleri ve insanlar
Ebû Hüreyre (Ra)’ın rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte, Peygamber -sallallâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şöyle buyurduğu nakledilmektedir:“İsrâiloğulları arasında, biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör, üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları denemek istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.Melek, ala tenliye gelerek:«-En çok istediğin şey
Adamın biri emekli olduktan sonra bir okulun yanında küçük bir ev aldı. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirdi ama okullar açılınca huzuru kaçtı.Okulların açıldığı ilk günden itibaren öğrenciler, dersten çıkar çıkmaz yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmeliyorlar, anlamsız sesler çıkararak bağırıp çağrıyorlar, dayanılmaz gürültüler yapıyor
Hikayeye göre Uşak’ın ileri gelenlerinden olan Osman Efendi bir sabah uykusundan müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Ancak Osman Efendinin baş ağrısı artarak devam eder. Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar. Başka
Bir gün hava çok sıcakmış. Hoca boncuk boncuk terliyormuş. Derken sokakta oynayan çocukları görmüş. Biraz serinlemek ve çocukları seyretmek için bir ağacın altına oturmuş. Cebinden mendilini çıkararak terini silmiş. Kahkahalar atarak oynayan çocukları izlemeye dalmış…Hoca, çocukları izlerken mahallenin en yaramaz çocuğu Ali, ağacın arkasından gizlice yaklaş