Günün birinde küçük bir çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu:“Büyükbaba, bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun? Acaba benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı?Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle cevap verdi:”Doğru bildin, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha
Eski zamanlarda bir gün bir felsefe okulu, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu.Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.Günün birinde okula bir yabancı geldi. Yabancı, kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya zil bulunmuyordu.Bir mü
Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk,
Öklid, çağlar boyu yalnız matematik dünyasının değil, matematikle ilgilenen hemen herkesin gözünde özenilen bir örnektir. Öklid, M.Ö. 300 sıralarında yazdığı 13 ciltlik eseriyle meşhurdur.İskenderiye Kraliyet Enstitüsü’nde dönemin en saygın öğretmenidir. Dönemin Kralı I. Ptolemy, okumakta güçlük çektiği Elementler’in yazarı Öklid’e,“Geometriyi kestirmeden öğrenme
Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. ” arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak” demiş. Genç, birinci (ilk) günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış.Nihayet bir gün gelmiş