Günün birinde bir lise öğretmeni derste öğrencilerine ertesi gün için; “Yarın hepiniz gelirken birer plastik torba ve beşer kilo patates getirin!” der.Ertesi sabah öğrenciler hepside patetesleri getirmiş sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.Öğretmenleri:“Şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz her kişi için elinize bir patates alın, o kişinin
Uzak dağlarda kaynağından çıkan bir ırmak, her çeşit coğrafi bölgeden geçtikten sonra, en sonunda çölün kumlarına ulaşmış. Ama diğer tüm engelleri aştığı gibi, bu engeli de aşmaya çalışınca, kuma girdikçe sularının kaybolduğunu fark etti. Aslında yazgısının bu çölü aşmak olduğuna emindi, ama bu duruma herhangi bir çözüm bulamıyordu. Birden çölün içinden gelen bir
Meşhur Yunan filozofu Anaksagoras’a, ölüm döşeğinde yatarken öğrencileri nereye gömülmek istediğini sormuşlar:“Atina’ya mı yoksa doğduğu köye mi?” diye.Filozof: “Nereye isterseniz oraya gömün.” Cevabını vermiş.“Nasıl olsa öbür dünya her yerden aynı uzaklıkta.” demiş.
Günün birinde küçük bir çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu:“Büyükbaba, bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun? Acaba benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı?Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle cevap verdi:”Doğru bildin, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha
Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk,