Birgün yaşam dünyada gezintiye çıktı. Bir insana rastlayıncaya kadar dolaştı. Karşılaştığı adamın bütün vücudu şişmişti, hareket bile edemiyordu.“Kimsin sen?” diye sordu adam.“Ben yaşamım.”“Eğer sen yaşamsan, belki beni iyileştirebilirsin” dedi hasta.“Seni iyileştirmek isterim.” dedi yaşam. “Ama hemen sonra beni ve hastalığını unutursun.”“Nasıl unutabilirim!” diy
Bir adam bilgeyi görmeye gitmişti. Bilge, adama kendisiden yapmasını istediği bir işi olduğunu anlattı. Adamın evinin hemen önünde çok büyük bir kaya olduğunu söyledi. Bilge, adama bütün gücü ile kayaya doğru bastırması ve itmesi gerektiğini söyledi. Adam kendisine söylenileni her gün yapmaya başladı. Yıllar boyunca her gün saatlerce yorulmadan çalıştı. Omuzları
Uzun bir zaman önce çok büyük bir elma ağacı vardı. Küçük bir çocuk her gün gelip onun etrafında oynamayı çok severdi. Ağacın en tepesine tırmanır, elmalarını yer ve gölgesinde öğlen uykusu uyurdu.O, ağacı çok severdi ve ağaç da onunla beraber oynamaya bayılırdı. Aradan zaman geçti ve küçük çocuk büyüdü. Artık her gün ağacın çevresinde oynamıyordu.Bir gün çocuk a
Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle vardı. Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud’un kölesi oldu. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevdi.Derken Sultan’ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın hazinedarı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir oldu. Bu gelişmeyi gören saraylılar ise duru
Yıllar önce Kuzey Virginia’da soğuk bir akşam üzeri idi. Yaşlı bir adam kendisini nehrin karşı kıyısına geçirecek bir atlı bekliyordu. Adamın soğuk kış rüzgârı yüzünden bıyığı bile donmuştu. Bitmek bilmeyen bir süre bekledi. Tüm bedeni kuzey rüzgârının soğuğundan artık uyuşmuş ve kaskatı kesilmişti.Donmuş zemin üzerinde kendisine doğru dörtnala yaklaşmakta olan a