Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakınan bir prens vardı. Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürdü. Oğlunun bu haline hükümdar babası çok üzülüyordu.Bir gün hükümdar, ülkesinin en bilge kişisini sarayına çağırtıp ona oğlunun durumunu anlatt
Aliya Hubaniç ve ben taşlı bir yoldan Rotimlye’den Buna’ya gidiyoruz. O, eşeğine iki çuval buğday yüklemiş, değirmene götürüyor. Geceyi değirmende geçirecek, sabahın erken saatlerinde de Rotimlye’ye geri dönecek. Yolculuk oraya kadar iki saat sürüyor, iki de geri, etti dört saat. Yaptığı bu iş karşılığında da topu topu 15 dinar para alacak. Bu kazançt
Uzak Doğu’da bir imparator artık yaşamının sonlarına yaklaşmış ve kendisine bir halef seçmek istemişti. Ancak çocuklarından birini yeni kral olarak seçmek yerine değişik bir yol uygulamaya karar verdi.Bir gün krallığındaki gençleri saraya çağırdı ve şöyle seslendi, “Benim için krallıktan çekilme ve yeni kralı seçme zamanıdır. Ben sizlerden birini kral olarak atam
Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle vardı. Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud’un kölesi oldu. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevdi.Derken Sultan’ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın hazinedarı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir oldu. Bu gelişmeyi gören saraylılar ise duru
Yıllar önce Kuzey Virginia’da soğuk bir akşam üzeri idi. Yaşlı bir adam kendisini nehrin karşı kıyısına geçirecek bir atlı bekliyordu. Adamın soğuk kış rüzgârı yüzünden bıyığı bile donmuştu. Bitmek bilmeyen bir süre bekledi. Tüm bedeni kuzey rüzgârının soğuğundan artık uyuşmuş ve kaskatı kesilmişti.Donmuş zemin üzerinde kendisine doğru dörtnala yaklaşmakta olan a