Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle vardı. Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud’un kölesi oldu. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevdi.Derken Sultan’ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın hazinedarı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir oldu. Bu gelişmeyi gören saraylılar ise duru
Ali her şeyi bildiğini zanneden bir filozoftu. Kendisini ülkenin en akıllı adamı olduğunu zannediyordu. Bir gün bir arkadaşının tavsiyesi ile bir deniz yolculuğuna çıktı. Filozof Ali gemide tayfalarla ve kaptanla sürekli olarak felsefe hakkında konuşmaya başladı. Kendisinin konuştuklarından hiçbir şey anlamıyorlardı. Yüzüne boş boş bakmaları üzerine Ali onlara so
Adam tren kompartınına girdiğinde genç bir adamın yanına oturdu. Genç adam biraz sonra kendisine hapishaneden henüz yeni çıkmış olan bir mahkûm olduğunu söyledi. Ailesi kendisinin hapse düşmesinden o kadar utanmışlar ki mahkûmiyeti sırasında kendisini bir kere bile ziyaret etmemişlerdi. Ayrıca bir tane bile mektupları gelmemişti. Genç adam, anne ve babasının faki
Yıllar önce Kuzey Virginia’da soğuk bir akşam üzeri idi. Yaşlı bir adam kendisini nehrin karşı kıyısına geçirecek bir atlı bekliyordu. Adamın soğuk kış rüzgârı yüzünden bıyığı bile donmuştu. Bitmek bilmeyen bir süre bekledi. Tüm bedeni kuzey rüzgârının soğuğundan artık uyuşmuş ve kaskatı kesilmişti.Donmuş zemin üzerinde kendisine doğru dörtnala yaklaşmakta olan a
Bir zamanlar yardımseverliği ile ünlü bir kral vardı. İnsanlar onun için “O açlara yiyecek, bilginlere ödül ve asil insanlara onur ve ünvan dağıtır. O, hiç bir zaman vermekten yorulmaz” diyorlardı.Fakat aslında kral vermekten artık yorulmuş ve şöyle düşünmeye başlamıştı, “Bütün yaşamım boyunca ben herkese sadaka verdim ve ödül dağıttım. Bunu sonu yok. Bütün bu in