Faziletli, iyi ahlaklı, ilim sahibi meşhur bir adamın, huysuz mu huysuz bir kölesi vardı. Ayrıca bu köle çok da çirkindi. Saçları diken gibi dimdik, yüzü kevgir gibi delik deşik, dişleri yılan dişi gibi zehirliydi. Öyle ki şehirde ondan çirkin biri gösterilemezdi. Koltuk altlarından etrafa soğan gibi, ağır ve iğrenç bir koku yayılır, damarları görünen patlak gözl
Büyük kavgaların yarısını, lüzumsuz kırgınlıkların tamamını, başıbozuk yorumların üçte ikisini, kalp kıran atışmaların tamamına yakınını, mutsuz evliliklerin pek çoğunu; hülasa anlaşmazlık noktalarımızın neredeyse hepsini tek kalemde, hem de tebessümle halletmenin çok basit ve güzel bir yolundan haber vereyim mi size?İnsaf ve halden anlamak!Meseleleri ve insanlar
Aç gözlü bir dilenci, mübarek bir zattan ısrarla para istedi. O zatın o gün için ona verecek herhangi bir şeyi yoktu. Kemeri de, cebi de bomboştu. Halbuki, eğer parası olsaydı, onun yüzüne altın saçacak kadar cömert biriydi.O çirkin huylu dilenci, o mübarek zattan bir şey koparamayınca, suratını asarak yanından uzaklaştı. Bir yandan da söyleniyordu. Çarşıya geldi
Akşam olmak üzereydi. Annemin yokluğuyla başlayan gün biraz sonra bitecek. İyi ki büyük teyze var. O yanımda olduğu için kendimi yalnız hissetmedim. Aslında bana çok şey de öğretmiş oldu.Acaba büyük teyze kaç yaşındadır? Sormak hiç aklıma gelmemişti ama çok büyük olması gerekir. Suratı kırış kırış, ama yine de seviyorum onu. Namaz kılarken örttüğü beyaz başörtüsü
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir gün sahabelere şöyle anlatmıştır:Az Önce Cebrail yanımdan ayrıldı ve bana şöyle dedi:“Ya Muhammed, seni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın bir kulu vardı. Eni ile boyu otuzar dirsek olan ve dört tarafı, dört biner fersah genişliğinde bir denizin ortasında bütün bir adacığın tepesinde, beş