Çok eskiden Oğuz yurdunda Bayındır Han adında bir Han varmış. Bayındır Han, Bir gün büyük bir ziyafet düzenleyerek tüm halkı davet etmiş. Üç büyük çadır kurdurmuş. Çadırlardan biri beyaz, biri kızıl, biri de siyahmış. Adamlarına;“Oğlu ve kızı olmayanı kara çadıra indirin. Kara koyun etinden yedirin!” demiş.Gelenler güzelce ağırlanıyor, çeşitli ikram
Dede Korkut Hikayesi; Kanlı Koca isimli bir bey’in Kan Turalı adında bir oğlu varmış. Bu oğul büyümüş ve delikanlı olmuş. Babası bir gün onu yanına çağırıp, kendisini evlendirmek istediğini anlatmış.Kan Turalı, evlenmek istediği kızın kendisi gibi yiğit olması gerektiğini söylemiş. Babası da beylerini yanına alarak, ona uygun bir kız bulabilmek umuduyla büt
Dede Korkut Masalları: Çok eskiden, Oğuz yurdunda Begil adında bir bey varmış. Bir gün bu Bey’in canı sıkılmış ve hanımının tavsiyesiyle ava çıkmış. Ancak av sırasında attan düşüp ayağını kırmış. Bütün gücünü toplayıp atına binerek eve dönmüş. Ayağını kırdığını hanımına söylemiş.Hanımı da bu olayı hizmetçiye söylemiş ve söz böylece yayılmış. Düşmanın casusları ko
Dede Korkut Masallar: Bayındır Han’ın veziri Kazılık Koca iyi bir askermiş. Bir gün, emrindeki askerlerle Düzmürd Kalesi’ne akında bulunmuş.Kalenin beyi çok kuvvetli bir adammış. Elinde, savaş aleti olarak kullandığı çok ağır bir gürz varmış.Savaş başlamış. Kalenin beyi, teke tek savaşmak için adam isteyince, karşısında Kazılık Koca çıkmış. Düşman bey
Aç gözlü bir dilenci, mübarek bir zattan ısrarla para istedi. O zatın o gün için ona verecek herhangi bir şeyi yoktu. Kemeri de, cebi de bomboştu. Halbuki, eğer parası olsaydı, onun yüzüne altın saçacak kadar cömert biriydi.O çirkin huylu dilenci, o mübarek zattan bir şey koparamayınca, suratını asarak yanından uzaklaştı. Bir yandan da söyleniyordu. Çarşıya geldi