Bir seyyar satıcı başının üzerindeki sepete boş şişeler doldurmuş, pazarın içinde dolaşıyordu. Şişelerin hepsini satarak 10 lira kazanmayı umut ediyordu. Hesaplarına göre 10 gün sonra 100 lira biriktirmiş olacaktı. Bu parayı sermaye olarak kullanarak daha başka kârlı işlere girmeyi planlıyordu.Birkaç ay içinde 1.000 lira kazanmayı ve kendisine çok güzel bahçesi o
“Sinekler Olmasa”On yaşındayken şöyle diyordu:— Ah bir çantam olsa… Ah, benim de öbür çocuklar gibi kitaplarım, oyuncaklarım olsa!.. Benim de romanlarım olsa… Bak görsünler o zaman, nasıl çalışırım. Hiçbişeyim yok. Böyle nasıl çalışayım ben?..* * * Hikaye, öyküOnüç yaşına gelince, öbür çocuklar gibi kitapları, defterleri, çantası, oyuncakl
BİR GÖNÜL ADAMINA, dostlarından biri fildişi bir tarak hediye etmişti. Fakat daha sonra araları açılınca, bu defa da ona “köpek” diye hakaret etti. Adam, tarağı dostuna fırlatarak şöyle dedi:“Bu kemik bana lazım değil. Yeter ki, bir daha bana köpek deme!”* * *– İnsan kendi sirkesini yedikçe, bal sahibinin eziyetini çekmez.– Bir
Eğitici bir hikaye: “Küçük” kız suyun içine daldı ve derinlere giderek nehir yatağında yürümeye başladı. Hareketleri sanki bir akıntıya karşı yüzüyormuş gibi yavaştı, aynı ayın üzerinde yürüyen bir adama benziyordu.Hayat hiç adil değildi ki!Bütün günün sıcağını vücudunda hissettikten sonra etrafındaki su serin ve rahatlatıcı gelmişti. Ayrıca aşırı duyguları için
Adamın biri bir imparator güve böceğine ait bir koza bulmuştu. Kozanın içinden çıkacak kelebeği gözlemleyebilmek amacı ile kozayı eline alıp eve götürdü. Her gün kozaya bakmaya başladı. Bir gün kozanın bir yerinde küçük bir yarık oluştuğunu gördü. Kozanın karşısına oturup seyretmeye başladı. Kelebek o küçük yarıktan dışarı çıkabilmek için bütün gücü ile gayret ed