Yıllar önce çalışkan bir adam, ailesini avantajlı bir iş imkânı sağlamak için New York’tan Avustralya’ya götürdü. Adamın ailesinden biri, sirke trapez artisti olarak katılmak veya aktör olma tutkusu olan genç ve yakışıklı oğluydu. Bu genç adam zamanını bir sirk işi ya da herhangi bir sahne işi gelene kadar kasabanın sınırındaki batı bölümünde yerel bir tersane
Bir zamanlar Hindastan’ın Benares şehrinde yaşayan Patan Poli isminde tanınmış bir tüccar vardı. Çoğunlukla atla gezerdi. Şehrin en büyük kervanları onun için çalışırdı.Bazı kervanlar batıya Arap Yarımadasına gider oradan çeşitli baharatlar getirirdi.Doğuya ve kuzeye giden kervanlar ise Hindi Kuş Dağlarından geçer, Çin’e doğru yol alırdı. Oradan ipek ve por
Adamın biri bir lokantaya gidip yemek yiyordu. İlk gittiği gün yemek yanında bir somun ekmek verildiğinde, bir ekmek daha istedi. Hemen ona bir ekmek daha verildi.Ertesi gün daha çok ekmek istedi. Bu defa üç ekmek verildi. Üçüncü gün dört ekmek verildi. Bu defa lokanta sahibi onun için ekmekçiden altı ekmek büyüklüğünde bir ekmek yapılmasını istedi. Fırıncı onlar
Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde, balta girmemiş ormanlardan birine bir adam gelmiş. Onu gören iki ağaç hüngür hüngür ağlamaya başlayınca uzaklardan bir başka ağaç neden ağlıyorsunuz diye sormuş.Ağlayan ağaç:“Artık sonumuz geldi.” Demiş. “İnsan denen canlı ormanımızda ve hepimizi kesecek.”Uzaktaki ağaç:“Korkma” demiş. “Nasıl olsa o bir yabancı. Bizi yeterin
Kalbini Kuşlara Veren Çocuk‘’Tanrı kuşları sevdi ağaçları yarattıİnsan kuşları sevdi kafesleri yarattı’’Jacgues DevalMasal Oku: Bir varmış bir yokmuş, adı sanı bilinen zamanın birinde, dağlardan kopup gelen çağlayanların arasında şirin mi şirin küçük bir köy varmış. Her bahar geldiğinde bir başka güzel olurmuş buralar. Doğaya binbir canlılık gelir, bir başka güze