Oğuz yurdunda Uşun Koca denilen, hatırlı bir kişi varmış. Uşun Koca’nın iki de oğlu varmış. Büyük oğlu Egrek yiğit bir delikanlı imiş.Zaman zaman Bayındır Hanın sohbetine katılırmış. Diğer beyler, bu duruma kızarak,“Buradaki bütün beyler, oturdukları yeri hak etmiş kişilerdir. Peki sen ne yaptın?” demişler.Bu söz üzerine Egrek, aç, yoksul kişileri doyurmuş, giydi
Dede Korkut Masallar: Bayındır Han’ın veziri Kazılık Koca iyi bir askermiş. Bir gün, emrindeki askerlerle Düzmürd Kalesi’ne akında bulunmuş.Kalenin beyi çok kuvvetli bir adammış. Elinde, savaş aleti olarak kullandığı çok ağır bir gürz varmış.Savaş başlamış. Kalenin beyi, teke tek savaşmak için adam isteyince, karşısında Kazılık Koca çıkmış. Düşman bey
Adamın biri emekli olduktan sonra bir okulun yanında küçük bir ev aldı. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirdi ama okullar açılınca huzuru kaçtı.Okulların açıldığı ilk günden itibaren öğrenciler, dersten çıkar çıkmaz yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmeliyorlar, anlamsız sesler çıkararak bağırıp çağrıyorlar, dayanılmaz gürültüler yapıyor
Bir sağlık raporu almam gerekiyordu. Yirmidört yaşımın aklınca, geleceğim bu sağlık raporuna bağlıydı.Sırayla bütün muayenelerden geçtim, hepsinden sağlam çıktım. Bitek göz muayenesi kaldı. Gözlerime çok güvendiğim için onu sona bırakmıştım.Göz doktoru muayeneden sonra,— Raporunuza yazıyorum, dedi, bir diyoptri1 (Optik sistemlerin yakınsaklık birimi, gözlük camla
Bundan uzun yıllar önce Hindistan’da bir göl kıyısında bir turna kuşu yaşıyordu. Gölde yaşayan bazı balıkların kendi aralarındaki konuşmalarından, gölün artık onlara dar geldiğini ve dar bir alanda yaşamaktan mutlu olmadıklarını öğrendi. Bunu öğrenince balıkların yanına gidip onlara;Sevgili balık kardeşlerim bu küçük gölde yaşamaktan sıkılmış olduğunuzu biliyorum