Bir varmış bir yokmuş. Küçük bir köyde Veli, ailesi ve inatçı bir öküzüyle yaşarmış. Bir gün babası Veliye öküzü tarlaya götürmesini istemiş. Veli yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş ki yolda öküzün inatçılığı tutmasın mı? Öküz bir oturmuş oturduğu yerden kalkmamış bir daha. Bizim veli başlamış ağlamaya. Ağlaya ağlaya küçük bir gölcük olmuş. İşin daha da kötü bir
“Keloğlan Ve Orman Perileri”Küçük ve şirin bir köyde yeşilliklerin bol, ormanların çok olduğu bir yerde anne ile oğul yaşarmış. Küçük yaşta babası ölen bu çocuk annesini çok severmiş. Babası ona Keloğlan ismini vermiş. Keloğlan annesiyle birlikte tarlada çalışır ve boş zamanlarında arkadaşlarıyla oynarmış. Yine günlerden bir gün annesine yardım ettikt
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde küçük bir çocuk varmış. Bu çocuk çok dağınık ve eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Günlerden bir gün yerlere atılmış dağınık duran eşyalar, kendi aralarında konuşmaya başlamışlar. Ceket, ders kitabına sormuş:-“Sen niçin hala buradasın. Bu saatte okulda olman gerekmiyor mu?”Ders kitabı:-“Evet, ama dağınık çocuk ok
Bir zamanlar bitişik çiftliklerde yaşayan iki erkek kardeş vardı ve bunlar bir gün büyük bir anlaşmazlığa düştüler. Bu, makinelerden emek gücüne ve mala kadar her şeyi hiç aksatmadan paylaşan yan yana iki çiftliğin 40 yıldan bu yana ilk ciddi ayrılmalarıydı. Böylece, o uzun yıllar süren işbirliği de parçalanmıştı. Önceleri küçük bir yanlış anlama ile başlayan anl
Bir varmış bir yokmuş, masal bu ya, zamanın birinde çok sevimli bir ülke varmış. Bu ülkenin halkının çoğu mutlu ve güleryüzlü insanlarmış. Çoğu zaman birbirleri ile şakalaşırlar, kahkahalarla gülermişler. Bu neşeli insanların sokaklarda, caddelerde yürümeleri bambaşka bir güzellik sergiliyormuş. Sokaklarda kadınlı, erkekli uyum içinde yürürmüşler. Erkeklerin etra