Adamın biri, Harem-i Şerif’in âbidlerinden birine her akşam iki tabak yemek getiriyormuş. O da iftarını açıyor ve ertesi günde oruç tutuyormuş. Bu muhterem âbid Rabbine ibadet etmekten başka hiçbir işle meşgul olmuyormuş. Bir gün nefsi ona:– Rızkın, azığın hususunda şu yaratılmış, ölümüyle itimat eder, güvenir oldun. Bununla beraber bütün mahlûkata rızık v
Vaktiyle, din yolunda gayreti kendisine görev edinmiş bir adam vardı. O adam, bir gece sabaha kadar namazdan başka bir şeyle meşgul olmamak niyetiyle mescide gitmişti.Fakat gece olup etraf kararınca bir ses duydu. Namaz kılan adam, kemal sahibi birinin mescide geldiğini sandı. İçinden;”Böyle bir insan mescide ancak ibadet etmek için gelir. İyi oldu. Böylece
Yaşlı bir derviş yol kenarında oturmuş, gözleri kapalı bir halde derinden derine tefekkür ediyordu. Aniden, yoldan geçen bir savaşçının sert ve küstah sesiyle tefekkürü kesildi:“Yaşlı adam! Bana cennet ve cehennemi öğret!”Derviş başlangıçta duymamış gibi davrandı ve hiçbir cevap vermedi. Fakat sonra yavaş yavaş gözlerini açtı. Dudaklarının kenarlarınd
Son dakikalarını yaşayan bir hastanın şehadet kelimesini söyleyememesini kötü mânaya yoran bir kadın, Resulullah aleyhisselatü vesselama müracaat ederek:“Kocam son anlarını yaşayan bir hastadır. Bir müddetten beri yanında şehadet getiriyorum, dili durduğu için, o, bu şehadet kelimesini söyleyemiyor, kelime-i şehadeti getirmeden ölür diye korkuyorum; Buna bir çare
Oldum olası kendisine güvenen ve bununla gurur duyan birisiydi o. Çoğu kişiye göre başarılıydı da Etrafındakilere başarısının sırrını hep şöyle açıklardı. “Kontrol! Anahtar kelime bu. Kontrolü hiçbir vakit elden bırakmayacaksın. Aklını kullanacaksın. Adımlarını yere sağlam basacaksın. O zaman başaramayacağın şey kalmaz ” Kontrole verdiği bu önem yüzün